Aşk özel bir şey değildir. Aşkı sevdiklerimizle aynı şekilde düşünmeye meyilliyiz. Kendinizi yalnızca arkadaşlarınız ve ailenizi sevebileceğiniz düşüncesiyle sınırlarsanız, sağlınızı ve kişisel gelişiminizi kısıtlamış olursunuz.

Aslında, herkesle aranızda mikro bağlantılar kurabilirsiniz. Bu kişi size yabancı biri ya da bir tanıdığınız olabilir.

Kendinizi güvende hissettiğiniz ve insanlarla doğru bağlantılar kurabildiğiniz sürece sevgi duygusunu tadabileceğiniz şartlar etrafınızda mevcut bulunuyor.
8 3

Göz teması aşkın kapılarını aralayan en güçlü anahtar. Vücudunuz, etrafınızdaki kişilerin duygularını yakalayabileceğiniz şekilde tasarlanmış. Aşk umuduna kapıldığınız o mikro anlar, pozitif yansıtma olarak tanımlanıyor.

Eğer karşınızdaki kişiyle göz teması kurmazsanız, bu karşılıklı duygu alışverişini de engellemiş olursunuz.
8 4

Sevgi ve aşk duyguları beyniniz ve kalbiniz arasındaki bağlantıyı güçlendirir. Uzun yıllar süren çalışmalar, sosyal bağları kuvvetli insanların daha uzun ve sağlıklı bir ömür sürdüğünü ortaya koyuyor.

Yine de yapılan çalışmalar sağlık ve sosyallik arasındaki bağlantıyı açıklayamayarak bilimin en büyük gizemlerinden biri oldu.

Bir araştırma grubu ise yaptığı çalışmalar sonucunda, boğazımızdaki yutak ve gırtlak kaslarını kontrol eden, onuncu kafatası siniri çiftinin beyniniz ve kalbiniz arasında bir bağ kurduğu kanıtlandı.
8 5

Bağışıklık sistemi hücreleriniz geçmiş aşk tecrübelerinizi gösteriyor. Genellikle geleceğinizin DNA'larınıza bağlı olduğunu düşünürsünüz.

Halbuki, kendinizi kronik yalnız ya da sosyal bir kişi olarak görüp, görmemeniz genlerinizin birçok faktöre bağlı olarak hücresel seviyede kendini göstermesiyle alakalı.

Yapılan son araştırmalarda sevgi duygusunu yoğun olarak hisseden insanların bağışıklık hücrelerinin güçlenip güçlenmediği araştırılıyor.
8 6