Yapılan araştırmalara göre aşkın ömrünün 18 ayla ile 4 yıl arasında olduğunun ortaya çıktığını söyleyen Psikolog Aylin Sezer, bu süre sonunda kişilerin dopaminin yarattığı güçlü etkiyle bağışıklık kazandığını ve heyecan ile birlikteliğin verdiği hazzın da azaldığını belirterek, “Evrimsel teori de ilişkilerin ömrü için biçilen dört yıllık süreyi destekliyor. Bu teoriye göre, her ilişkinin amacı üremek ve soyunu devam ettirmek. İlişkilerin çoğu başladıktan dört yıl sonra bitebiliyor ya da olumsuz bir döneme geçebiliyor, çünkü bir çocuğun her iki ebeveynin desteğiyle büyümesi gereken süre de yaklaşık olarak dört sene” diye konuştu.
7 5

Dört yıldan sonra dopamin hormonunun azalmasıyla aşkın boyutunun değiştiğini dile getiren Psikolog Aylin Sezer, bu süreden sonraki ilişkilerin yürümesi sağlayanın bağlılık duygusu olduğunu belirtti.  Yapılan araştırmalarda dört yıldan uzun süren ilişkileri olan çiftler incelendiğinde bağlılık duygusunun artmasını sağlayan oksitosin hormonunun fazlaca salgılandığının belirlendiğini kaydeden Aylin Sezer, “Bir annede çocuğunu emzirirken artan bu bağlılık hormonun, uzun süre birlikte olan çiftlerin birbirlerine sarıldıklarında da arttığı görülüyor. Araştırmalar, oksitosin hormonun orgazm sırasında en üst seviyeye çıktığını gösteriyor. Orgazm sırasında veya sonrasında kişilerin partnerleriyle sonsuza dek birlikte olmayı isteme hissi yaşamalarının bir sebebi de bu. Oksitosini, yani bağlılık duygusunu arttırmanın en direk yolu dokunmaktan geçiyor. Masaj yapmak, sarılmak, öpüşmek ve sevişmek, bu hormonun salgılanmasını arttırarak, bağlılık hissini güçlendiriyor” dedi.               
7 6
7 7