Ve yine yeni bir 14 Şubat geldi çattı..
Hayatı daha keyifli hale getirebilmek için havadan sudan sebepler bulmak gerektiğini düşünürüm hep. Herhangi bir neden küçük de olsa bir kutlama bahanesi olabilir benim için. Ama bu sevgililer günü olayı galiba biraz farklı..
Herşeyden önce, ben bu günde fena halde samimiyetsizlik seziyorum. Birşeyler saf ve olması gerektiği gibi doğal değil. Bariz bir yapaylık var. Söz konusu sevgi olunca, bu kutsal duygunun bu şekilde günlere sığdırılması benim içime hiç sinmiyor. Bir de durum bugünden rant sağlanmaya dönüşünce iyiden iyiye bozuluyorum.
Bir telaşlar, bir koşuşturmalar, başka günde akla gelmeyen sevgi gösterme girişimleri, bir sevimlilikler.. Bir tuhaf hepsi.. Diğer günlerde de bunlar varsa ilişkide, süper.. Ama sadece bugüne özelse, o zaman bu anlık duygu tırmanışlarına bakışım da direkt değişiyor.
Genelde tablo şudur (Genelde diyorum çünkü istisnalar elbette ve şükürler olsun ki mevcut): Bir erkek düşünün (Çoğu zaman erkekler bu durumdadır); “Eyvah bugün sevgililer günü, hemen çiçek almam lazım” diyor. Başka biri, “Hediye almazsam bozulur, mutlaka birşey almalıyım” diye düşünüyor. Peki bunu partnerini mutlu etmeyi gerçekten dilediği için mi, yoksa tamamen zorunluluktan ve partnerinin bozulmasından çekindiği için mi yapıyor? Bence bu sorunun cevabının ne olduğu, ilişkinin kimliği ile ilgili önemli bir ipucu..
Diğer günler sevgilerini gösterme işini rafa kaldırıp, 14 Şubat’ta bu işi gün yüzüne çıkarmak ve 15 şubat itibariyle tekrar aynı rafa kaldırmak.. Tartışmasız tuhaf.. Tuhaf ve samimiyetsiz.
Doğum günü veya evlilik-tanışma yıldönümü olsa neyse! Ona zaten hiçbir sözüm yok. Aksine ben bu “gerçekten özel” günleri kutlamak gerektiğinin sıkı bir savunucusuyum. Asıl özel olan bu günlerdir çünkü. Peki ya sevgililer günü? Herkes için aynı anda sevgililer günü? Herkes için aynı kıpkırmızı güller, romantik(!) yastıklar, renkli ayıcıklar ya da yükte hafif pahada ağır hediyeler.. Beni okuyan hemcinslerim kızacak belki ama, benim kulağıma tuhaf geliyor. Bir özellik göremiyorum. Romantizm böyle birşey değil.
Sanki diğer günler sevgisiz geçermiş gibi, sevgilerini bu güne sığdırmaya çalışanlar, normal bir günde çiçek almak yerine, bu güne özel güllere on kat fazla para verenler ya da normalden katbekat daha pahalıya çıkacakları bir mekana gidenler.. İşte bu bana tuhaf gelen.. Nedir kutlanan? Doğumgünü? Evlilik yıldönümü? Hayır, sevgililer günü!! E biz her gün sevgili değil miyiz zaten..?
Sevginin, sevgili olmanın günü olmaz. Tamam sevgililer günü kulağa sempatik geliyor olabilir, gönlünüzce kutlayın. Ama diğer günleri bu günden daha az coşkuyla geçirerek değil.. Bu günde de sevgi dolu olun, bu günde de çiçeklenin, hediyelenin. Ama diğer günlerde bunları ihmal ederek değil. Sizin için özel olmak yerine, herkes için genel olan bir güne sıkıştırılan mecburi sevgi gösterilerini romantik buluyor musunuz cidden?
Her gününü ilişkilerinin üstüne titreyerek geçiren çiftler için 14 Şubat da tabi ki diğer günleri gibi özel olacak. Ama 14 Şubat olduğu için değil, ilişkilerinin yolunda gittiği taze, yeni bir gün olduğu için.. Yoksa normalde birbirini nerdeyse hiç umursamıyor ve mutlu etmek için çabalamıyorsun, ama sırf bugün sevgililer günü diye birşeyler yapma zahmetine giriyorsun! İşte bu sadece zahmete girmek.. Altı tamamen boş..
Yani.. Biraz boş verelim.. Boş veremiyorsak da abartmayalım..14 Şubat diye yapış yapış olmayalım. Heyecanla beklediğimiz büyük bir gün değil, hayatımızda sadece küçük bir detay olsun o gün. Biz zor ama değerli olanı yaşamayı seçelim. Diğer günlerimizde de sevgililer günü tadında kalmayı başarabilelim.. Ancak bu şekilde daha ayrıcalıklı olabiliriz. Sevgiye dair tüm güzellikleri tek bir gün yerine, her gün yaşamaya hakkımız var..
https://tr-tr.facebook.com/Evrim.Akses
https://twitter.com/evrimakses
"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."