Ölüm bazen en soğuk...

Evrim Duyal Akses

Kimin kızı, karısı, kız kardeşi böyle bir ölümü hak eder? Hiç ama hiç kimsenin!

Ölüm gelir de böyle mi gelir? Neden????

Özgecan Aslan gençliğinin baharında masum bir kızdı. Fotoğraflarına uzun uzun baktığımda gördüm.

İçinin güzelliği yüzüne yansımış çok güzel bir kızdı. ‘Sabah sütünü ve harçlığını verip yolladım’ demiş

anneciği..

Kara haberini aldığımdan beri aklımdan çıkmıyor Özgecan. Hayatının son dakikalarını nasıl geçirdiğini

düşünüyorum elimde olmadan. Düşündükçe doluyorum. Hırslanıyor, kinleniyorum. Ülkenin utanç

listesine bir yenisi daha eklendi şimdi. Hem de en can yakıcı şekliyle.

Üniversite yıllarımda Beşiktaş’tan Maslak’ta kaldığım yurda giderken kullandığım minibüsleri

hatırlıyorum. Geç saatte dönüyorsam minibüs tenhalaşırdı. Bazen ineceğim durağa gelene kadar

herkes inmiş olurdu. Şoförle yalnız kaldığımda başka yola sapacak diye yaşadığım endişe aklımı alırdı.

Kalp atışlarım hızlanır, ellerim buz keserdi. O anda kötü bir şey olma ihtimali bile beni benden alır,

psikolojimi allak bullak ederdi.

Şimdi düşünüyorum, bir ihtimal beni ne hallere sokardı. Özgecan bunun ihtimalini değil, maalesef

gerçeğini yaşadı. Ve sadece ihtimal bile beni mahvederken, O’nun bu caniliği nasıl korkunç ve tarifsiz

bir şekilde yaşadığını düşünmek canımı çok acıtıyor. Çok kırgın ve çaresiz hissediyorum. Özgecan’ı

geri getiremeyecek ve ‘tamam geçti’ deyip iyileştiğini göremeyecek olmanın çaresizliği bu..

Şimdi sadece tek bir saniye, bu olayın sizin ailenizden birinin başına geldiğini düşünün! Biliyorum, zor.

Zor ve sarsıcı. Ama Özgecan’ın başına gelenleri, anneciğinin-babacığının yaşadıklarını bir an olsun

derinden hissetmek şart! Ki, bu olaya kendi başımıza gelmişçesine tepki verelim. Yarın bizim ya da bir

yakınımızın böyle bir şey yaşamayacağının garantisi yok artık bu ülkede. O yüzden duyarsız kalma

lüksü yok vicdanlı olan hiç kimsenin..

Özgecan’ın katilleri ne kadar ceza alır, bilmiyorum. Malum, Türkiye burası. Davalarda , ‘iyi hal indirimi’

diye bir şey var. Örneklerini çok gördük. Hakimin karşısına kravat takarak çıkıyorsun, hakime

‘efendim’ diye hitap ediyorsun ve ‘pişmanım’ diyorsun. Ha bir de başını hafif yana eğik, bakışlarını

mahcup şekilde aşağı indiriyorsun, hoop gelsin temizinden birkaç yıl indirim! Bu kadar basit.

Bu iyi hal indirimi kavramını reddediyorum. Ama insanın aklına gelmiyor da değil bunca örnekten

sonra. Özgecan’ın katilleri için böyle bir şey söz konusu dahi olamaz. Katil var katil var. Birini

öldürürsün, çünkü evine girmiştir mesela, canına kastetmiştir, nefsi müdafaadır, katil olursun.

İstemeden.. Peki ya bu????

Bu insan görünümlü sefil mahluklar cezaevine yollanacak ve senin benim çalışıp didinip ödediğimiz

vergilerle orada bakılacaklar. Bunu hazmedemiyorum. Şahsen benim tek kuruşumun bunların

bakımında kullanılmasını istemiyorum.

Katillerin kimlikleri belli. Suçlarını itiraf ettiler. Bir tanesinin sosyal medya hesabına girdim. Kızı var.

Ama başkasının kızına bunu yapacak kadar çıkmış insanlıktan! Sözün bittiği yer.

İstediğim tek bir şey var. Özgecan’ı nasıl öldürdülerse onlar da aynı şekilde yok olmalı. Evet bunu ister

haldeyim. Vicdanı olan herkes gibi. İntikamı onaylamam çoğu zaman. Ama bu yapılanın en ağır şekilde

karşılığını bulması şart! İçimizdeki yangının biraz olsun sönmesi için.. Özgecan’ın kanının yerde

kalmaması için.. Özgecan’ın onuru için..

Devlet artık bu konuda göstermeli dişini. Kadın cinayetlerine verilen cezalar artmalı. Vekiller

istediklerinde kişiye özel yasa bile çıkarıyorlar. Kadın cinayetlerinde neden hala bu kadar silik yasalar?

Kadına bakışları neden hala bu kadar sığ? Kendi anneleri de kadın oysa!

Bu ülkede, idamı, kısasa kısas cezaları diler hale geldi insanlar. Haksızlar mı? Hayır. Ben de onlardan

biriyim artık. Çünkü insani cezalar yalnızca insanlar içindir. İnsan olmaksa, insan görünümünde

olmaktan çok daha öte ve üst bir şeydir.. Sadece görünüşte insan olanlar için, insanca yapılabilecek

hiçbir şey yoktur.

Özgecan’ın bu dünyadan bu şekilde göçmesine sebep olan mahlukların feci şekilde yok oldukları günü

dört gözle bekleyeceğim.

Albert Camus’un bir sözü; ‘Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın’..

Ben ülkeme bakamıyorum artık..

Çok üzgünüm Özgecan!

https://www.facebook.com/Evrim.Akses

https://twitter.com/evrimakses

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar