Bir televizyon yıldızı olarak şöhreti henüz 24 yaşında yakalayan Piper’ın "neredeyse mükemmel olan hayatı", Facebook’ta tanıştığı Daniel Lynch ile tanışmasıyla bir kabusa dönüştü.
Güzelliğiyle baş döndüren ve 26 yaşında İngiltere’nin aranan sunucularından birisi olan Piper, ilişkisi süresince şiddet ve tecavüzle tanıştı, son olarak da hayatı sevgilisinin yüzüne attığı kezzapla alt üst oldu.
Piper, tedavisi süresince 1 yıl içinde 30’dan fazla operasyon geçirdi. Uğradığı saldırı tüm dünyada yankı bulan Piper’in hikayesi de bütün dünyada ilgi çekiyor.
Hayata tutunma öyküsü ve iyileşme süreci İngiliz TV kanalı Channel-4 tarafından belgesel haline getirilen Katie Piper, deri nakilleri de dahil 30’a yakın operasyon geçirdi. İngiltere’deki doktoru Muhammed Jawad, Piper’a "son dokunuşları", dünyada geliştirdiği çok sayıda yöntemle tanınan Türk plastik cerrah Prof. Dr. Onur Erol’a yaptırmasını önerdi.
Türkiye’ye gelen Piper’ın yüzünde Prof. Dr. Erol’un yaptığı yağ dokusu enjeksiyonu sayesinde önemli ölçüde düzelme oldu.
Piper, bundan sonraki süreçte ünlü televizyoncu Oprah Winfrey’ın programına konuk olarak yaşadığı kötü günleri anlattı, daha sonra da yeni yüzüyle tekrar ekrana çıktı.
Piper’ın hikayesini konu olan programlarda, Türk doktoru Prof. Dr. Onur Erol’dan da övgüyle söz edildi.
"Yüzümü tekrar sevmemi sağladınız"
Katie Piper, yaşadığı zor günleri anlattığı "Beautiful" (Güzel) isimli kitabını imzalayarak Prof. Dr. Erol’a da gönderdi.
Sevgilisinin saldırısına uğradığı anı kitabında, "Hayvan boğazlanır gibi korkunç bir çığlık sesi duydum... Sonra fark ettim ki o bendim" diye anlatan Piper, Prof. Dr. Onur Erol’a olan minnetini de dile getirdi.
Ünlü cerraha, üzerinde kendisinin ve Erol’un fotoğrafının bulunduğu bir kart ve mektupla teşekkür eden Piper, mektubunda duygularını şu sözlerle ifade etti: "Bana gösterdiğiniz bütün yardımlarınız, desteğiniz ve kibarlığınız için teşekkürler. Çok büyük bir insansınız. Size bana yaptığınız ameliyat için ne kadar teşekkür etsem azdır. Kendime güven kazanmamı ve aynaya tekrar bakabilmemi sağladınız. Allah sizi ve mükemmel ailenizi korusun."
Mucize yaratan yağ nakli nedir?
Prof. Dr. Onur Erol, Katie Piper’a uyguladığı yağ dokusu enjeksiyonu yöntemi ile ilgili şu bilgileri verdi: "Vücudumuzdaki kendi dokumuz aşı şeklinde bir yerden başka bir yere nakledilebilir. Mesela kıkırdak burna ya da başka bir yere, deri parçası vücuttaki hasarlı bir bölgeye bu şekilde nakledilebilir. Bu nakledilen dokular, o bölgede tutar ve yaşar. Aynı mantıkla nakledilen yağ dokusunun tutma olasılığı ise yüzde 60-70’dir. Zira burada kılcal damarlar daha azdır. Doku kokteylinin çoğunluğu dermis tabakası olduğu için tutma olasılığı yüzde 90-95’e çıkar." Alın bölgesindeki çöküntü, çene, boyun ve göz altındaki çukurluklar ve yüzdeki çizgiler için kök hücre içeren yağ dokusunun kullanılabileceğini bildiren Erol, "Yağ dokusu enjeksiyonu sonrası yara ve izlerdeki düzelme bu kök hücre sayesinde gerçekleşir" dedi.
Uygulanan yöntemde, hastanın genellikle karın belgesinden alınan yağ dokusuna kendi kanından hazırlanan hormonun ilave edildiğini anlatan Prof. Dr.
Erol, bu hormonun kök hücre potansiyelini, dolayısıyla da iyileşme ve düzelme etkisini artırdığını bildirdi.
Sıcak su veya şua (radyoterapi) gibi diğer nedenlere bağlı yanıklarla yara izlerinin tedavisinde ve nedbe (Vücudun dışında veya içinde bir yara, doku kaybı, harabiyet gibi durumun vücutça tamirinden sonra kalan iz ve doku topluluğu) yanıklarında yağ dokusu enjeksiyonunun çok olumlu sonuçlar verdiğini kaydeden Erol, şu bilgileri aktardı: "Özellikle nedbeler bu tedaviyle çok iyi bir duruma geliyor. Yanık nedbesi görüntü ve gerginlik bakımından çok kötüdür. Uyguladığımız tedavide, fraksel lazerle yumuşatılan deri yağ dokusu verilerek büyük ölçüde düzeltiliyor.
4-5 yıl öncesine kadar bunlar için hiçbir şey yapılamıyordu. Ama şimdi bu yöntemle çok iyi sonuçlar alınabiliyor." Hastalardan alınıp eksi 197 derecede saklanan yağ ve dermis dokularının gerektiğinde dudak, yanak ve ihtiyaç olan diğer bölgelerdeki estetik operasyonlar için kullanılabildiğini belirten Erol, "Bugün artık doku enjeksiyonlarıyla sadece kaybolmuş, bozulmuş konturlar yerine konulmuyor. Hücre nakillerinin, deriye canlılık ve gençlik getirdiği konusunda da fikir birliği oluşmuş durumda.
Doku enjeksiyonları artık yaşlanmayı geciktirmek için erken yaşlarda koruyucu olarak da kullanılıyor" ifadesini kullandı.
Yağ enjeksiyonunun, "Hastanın karın, uyluk, kalça ve diğer yağ içeren vücut bölgelerinden iğne ile yağ alınması ve yüz derisi altına enjekte edilmesi" olarak tanımlanabileceğini ifade eden Erol, "Yağ sıklıkla çökük yanakların, ağız ve burun arasındaki gülme çizgilerinin doldurulması, derideki çökme ve düzensizliklerin giderilmesi, alın çizgilerinin silinmesi ve dudakların dolgunlaştırılması amacı ile uygulanıyor" şeklinde konuştu.
İşlemin bazı hastalarda tekrarlanmasının gerekebileceğini belirten Erol, "3 ay sonunda dokunun ne kadar beslenip kaldığı az çok belli olur. 3, 6, 12 ay sonra işlem tekrarlanıp sonuç daha iyi duruma getirilebilir" dedi.
Prof. Dr. Onur Erol, yağ dokusu ve doku kokteyli uygulamasında herhangi bir alerjik reaksiyon riskinin söz konusu olmadığını vurgulayarak, "Zira yağ dokusu ve doku kokteyli hastanın kendi vücudundan sağlanır. Dolayısıyla bu uygulamadaki riskler, çok düşük olasılıkla gelişebilecek enfeksiyon ve diğer nadir sorunlardır" diye konuştu.