Dünyada her yıl 375 bin kadının ölümüne neden olan meme kanserine kamuoyunun dikkatini çekmek için düzenlenen 15 Ekim Dünya Meme Sağlığı Günü’nde, bu hastalığın teşhisi ve kaybedilen memenin yeniden yapılmasında kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ transferindeki umut verici gelişmelerin önümüzdeki 10 yıla damgasını vuracağına dikkat çekildi.
Kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ transferinin meme estetiğinde yeni bir devrin başlangıcı olduğunu vurgulayan Estetik International Sağlık Grubu’ndan Estetik ve Plastik Cerrah Op. Dr. Bülent Cihantimur, “Kök hücre kavramı tıpta son 10 yılda yeni açılımlar getirdi. İyileşmeyen yaralar, diyabet, Alzheimer, Parkinson gibi tedavisi olmayan birçok hastalığın kök hücre tedavisi ile iyileşebileceğine dair birçok bilimsel çalışmalar yapıldı. Meme estetiğinde uyguladığımız, kişinin kendi kök hücresi ile zenginleştirilmiş yağ transferi, meme kanserinin teşhis ve bir kısmı veya tamamı alınan memelerin yeniden oluşturulmasıyla ilgili yepyeni kapılar açıyor.
70 dakikada 1 milyardan fazla kök hücre nakli
Klasik yağ enjeksiyonu estetik cerrahide son 30 yıldır meme estetiği için kullanılıyor. Ancak klasik yöntemde yağ hücrelerinin ölmesi sonunda verilen yağ miktarının yüzde 20-30’a düşmesiyle memede oluşan kistler ve dokunun sertleşmesi meme kanserinin tanısını zorlaştırmaktaydı. Oysa yağı kök hücre ile zenginleştirdiğimizde, kök hücreler yağın enjekte edilen bölgede kanlanmasını ve yaklaşık yüzde 80 oranında canlı kalmasını sağlıyor. Kullandığımız teknolojiyle tamamen kapalı bir sistemle 70 dakikada 1ml’de 1 milyardan fazla kök hücre içeren transfer dokusuna sahip oluyoruz. Hastanın hiçbir yerine kesi yapılmadan aynı gün içinde taburcu edilecek şekilde yapılan bu tedavinin sonucu son derece doğal oluyor ve meme dokusundan ayırt edilemiyor. Özellikle doğum sonrasında memede az miktarda hacim kaybı olanlarda ve daha önce silikon ameliyatı yaptırmış ama sonucu kötü olmuş vakaların düzeltilmesinde bu yöntem son derece başarılı sonuçlar veriyor.”
Meme rekonstrüksiyonuyla ilgili denemeler yapılıyor
“Meme kanseri nedeniyle memesinin bir kısmı ya da tamamı alınmış hastalarda kök hücreyle meme estetiği uygulaması yapılıyor mu?” sorusuna dünyadan örnekler vererek yanıtlayan Op. Dr. Cihantimur, “Kök hücreden zenginleştirilmiş yağ transferi ile meme rekonstrüksiyonu şu anda Amerika, İtalya, Almanya, Japonya ve Kore’de bazı cerrahlar tarafından deneniyor ve gerçekten etkileyici, umut verici sonuçlar alınıyor. Hem meme ile aynı kıvamda ve doğal şekilli meme yapılmakta, hem de kök hücreler sayesinde memenin derisi yeniden eski sağlıklı görünümüne kavuşturulmaktadır.
Bu estetik cerrahide aslında devrim niteliğinde bir gelişme. Bu tedavide kök hücre hazırlama işleminin pahalı olması nedeniyle yöntem henüz çok yaygınlaştırılamadı. Birtakım soru işaretlerinin giderilmesi için çalışmalar devam ediyor. Ancak gelecek 10 yılda yeni meme yapmak için tek ve en başarılı yöntemin kök hücreden zenginleştirilmiş yağ transferi olacağına kesin gözüyle bakıyoruz. Yani meme kanseri nedeniyle memesi alınmış hastalara kendi yağları kullanılarak yeniden meme yapılabilecek. Büyük riskleri olan ameliyatlara gerek kalmadan bu gerçekleşecek. Türkiye’de bu yıl içinde konuyla ilgili iki ayrı uluslar arası platformda, dünyadaki uzmanları buluşturan toplantılar gerçekleştirdik. Bu konudaki bilimsel çalışmalarımızı dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen meslektaşlarımızla paylaştık” şeklinde konuştu.
Kimler risk grubunda?
Op. Dr. Cihantimur, ailede meme kanseri olan, 35 yaşından sonra doğum yapan, geç menopoza giren, meme kanseri genlerini taşıyan, 12 yaşından küçük iken adet gören ve doğuramayan kadınların meme kanserine yakalanma riskinin daha fazla olduğunu hatırlattı.