Nisan’ın ortasına geldik ve ben 67 kiloyum. Bu 2 aylık süreçte Bütünsel Beslenme Danışmanlığımı üstlenen Bersu Ekinci ile ilk görüşmemizde sen 50 - 60 günde bu fazlalıkları verirsin dediğinde inanmamıştım. Şimdi ise ilk hedefime yalnızca 3 kilo kaldı, son düzlüğe girdik. Tabii kendime yeni hedef belirlemekte gecikmedim. Madem 84 kilodan 64’e bu kadar kolay inebiliyorum, neden ortaokul yıllarından beri tartıda karşıma çıkmayan 55 kiloya inmeyeyim?
55 kilo olmak istediğimi söyleyince şaşıranlar, ‘Yok canım o kadar da zayıflayamazsın’ diyenler var. Onlara buradan küçük bir mesaj gönderiyorum: ‘Olmaz, yapamaz’ demeyin çünkü göreceksiniz o tartıda 55’i göreceğim ve buradan tartının fotoğrafını paylaşacağım, sonrasını siz düşünün. Beslenme düzenim tamamen değişti, artık kendimi çok daha enerjik hissediyorum. Bersu Ekinci bana sağlıklı beslenmeyi öğretiyor, bol bol sebze, meyve yiyorum ve doğru kombinasyonlarala tükettiğim için sadece meyveyle bile doyuyorum. Mesela kahvaltıda 1 orta boy muz ve 3 ceviz yemeyi öğrendim, sabah işe yetişmek için koştururken hem pratik hem de doyurucu oluyor. Bundan 2 ay önce ise zeytinli açma ve poğaça ile ancak doyduğumu hissediyordum. Tokluk hissini keşfetmek benim için bu sağlıklı beslenme sürecinin en büyük kazanımı oldu diyebilirim, çünkü ben doymayı patlama seviyesine yaklaşmak zannediyormuşum. Başlangıçta 1 yumurtadan yaptığım omletle, 1 bardak smoothie ile nasıl doyduğuma şaşırıyordum, şimdi ise fazladan yediğim her bir lokma için vicdan azabı çekiyorum.
Hepimiz kendimize çok değer verdiğimizi söyleyip duruyoruz ama bizi içten içe çürüten bir sürü şeyle dolduruyoruz midemizi. Bu düşünce beynime yerleştiğinden beri vücuduma kötü davranmaya içim el vermiyor. Maalesef artık diyorum çünkü 2 ay önce cipslere olan tutkum sayesinde 84 kiloya ulaşmıştım. Neyse ki o dönemi hiçbir hastalık sahibi olmadan atlattım, şimdi kan değerlerimi tekrar kontrol ettireceğim, eminim büyük bir değişim olmuştur.
Şu diyete başlarken bana ’N’apcan diyet yapıp? 1 ay sonra geri alıcan’ diyenlere de şunu söylemek istiyorum; lütfen müthiş düşüncelerinizi kendinize saklayın ve benim moralimi bozmayın. Diyette verilen kiloları geri alma konusu, benim gibi aylarca emek verip istediği kiloya düşenlerin en büyük korkusudur. Bu durumla ilgili kendime dair keşfettiğim bazı şeyler var ve bu konuda farkındalık kazanmak benim için son derece önemliydi çünkü daha önce de kilo verip sonrasında kilomu korumakta başarısız olmuştum.
Peki neden ipleri elden kaçırıp yemek yeme işini cozutuyoruz? Bu sorunun benim için tek bir cevabı yok, birkaç faktör birleştiğinde bir bakmışım yine 42 bedenin sınırlarını zorluyorum ve hepimizin bildiği gibi kilo almak son derece kolay. Göz açıp kapayana kadar bir bakmışsınız göbek kat kat olmuş, kollar sallanıyor ve sırtınızdaki fazlalıklar komşu teyze kıvamına gelmiş.
Benim yaptığım hataların en başında diyet sürecinde edindiğim sağlıklı beslenme alışkanlığını 36 bedene yaklaştığım anda bırakmam geliyor. Alışverişe çıkıp istediğimiz kıyafetleri alabildiğimizi görünce üzerimize bir şımarıklık geliyor, öğlen yemeğinde bir hamburger menüyü patatesleri mayoneze ve türlü soslara batıra batıra mideye indiriyoruz. Bununla kalsak yine iyi, hızla yükselen kan şekeri aynı hızla düşüşe geçtiğinden akşam yemeğinden önce bir de tatlı keyfi yapıyoruz.
İşte böyle durumlarda ertesi gün ne yediğiniz çok önemli, eğer ertesi gün sağlıklı beslenme alışkanlığınıza geri dönebilirseniz o kilo alma eşiğinizi aşıyorsunuz. Yoksa akşam yemeğinde ton balıklı salata yesen de o saatten sonra fayda etmiyor, geçmiş olsun.
Bütünsel Beslenme Danışmanım Bersu Ekinci, sağlıksız bir şekilde beslendikten sonra ertesi güne nasıl devam etmem gerektiğini bana öğretti. Hatta ilk denemeyi kuzenimin düğününde yaptık, Bersu düğün günü nasıl beslenmem gerektiğini anlattı, ben de uyguladım. Evet, sevdiğimiz insanların mutlu günlerine şahitlik etmek çok harika bir duygu ama kendimizi neden üzüyoruz? Yani kuzenimin düğündeki yemeklerin hepsini bitirmediğim için bana kırılacağını hiç sanmıyorum, aksine aldığım tepkiler ‘aman kızım sen yeme’ şeklinde oldu. Bir davete gittiğimizde ikram edilen her şeyi mideye indirmek zorunda değiliz, olay önümüze gelen şeylerden hangisini yiyeceğimizi seçebilmek. Ben de seçici davrandım ve çok sevdiğim mezeleri pas geçip, yemek faslına ana yemekle eşlik ettim. Düğün pastası, gelin baklavası kısmını göbek atarak ekarte edip kivi ve çilekle geceyi sonlandırdım.
Ertesi gün düğün kaçamaklarının izlerini silen bir detoksla kilo vermeye kaldığım yerden devam etsem de, düğünün etkilerini vücudumdan atabilmek için 2 gün uğraştım. Geçen hafta sonu şunu fark ettim, çikolata, pasta, pizza, köfte, makarna, mantı veya canınız ne istiyorsa yemekte serbestsiniz ama arkasından nasıl devam edeceğiniz de size kalmış. Sağlıksız bir şekilde beslenmeye devam edip kendinizi mağaza kabinlerinde, hastanelerde ya da spor salonlarında mutsuz bir şekilde görmeyi mi hayal ediyorsunuz? Yoksa sağlıklı bir vücutla yaşlanıp, hayatın keyfini çıkarmayı mı? Bence cevap çok basit, amacımız yalnızca kilo vermek değil, sağlıklı bir beslenme biçimini benimsemek…
Zayıfladıktan sonra kilo almama neden olan diğer etken ise bir büyüyen, bir küçülen midem. Bersu bana özel hazırladığı beslenme listesinde birkaç haftadan sonra öğünlerde porsiyonlarımı azaltto, yazının başında da dediğim gibi, 1 bardak smoothie ile doyacağıma hiç inanmazdım ama şimdi bir bardağı bile zor bitiriyorum. Bütünsel Beslenme Danışmanım Bersu Ekinci midemi küçültecek porsiyonlara beni alıştırdı ve bunu başardık. Artık ekmeksiz, unsuz 3 köfte ile, 1 küçük kutu ton balığıyla da doyuyorum ve afişlerde gördüğümde ağzımı sulandıran pizzaları mideye indirmeye korkuyorum. Çünkü şu anda hem fast food alışkanlığımı bıraktım hem de midem küçüldü, koskoca hamburgeri yiyerek midemi genişletmek istemiyorum. O bir türlü doymak bilmeyen, sınırsız pizzada 13 dilimi hüpleten Ece artık eskide kaldı.
Evet, Bersu Ekinci’yle birlikte 17 kiloya veda ederek, 84 kilodan 67’ye 2 ay 10 gün gibi bir sürede inmeyi başardık! Elbette bir kutlama yapacağız ama 3 kilo sonra...
"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."