Herkese merhaba, yazılarımın arasında yine birkaç hafta girdi, ben de bu arada 84 kilodan 64 kiloya düştüm! Diyet Günlüğü'nde bana bütünsel beslenmeyi öğreten ve danışmanlığımı üstlenen Bersu Ekinci ile belirlediğimiz ilk hedefe ulaştık! Hem de yalnızca 90 gün 64 kiloyu gördük, ben de dedim ki madem bu kadar kolay zayıflıyorum o halde 64’ten 58’e bir inelim. Bakalım 50’lı basamaklar nasılmış? 58 kiloyu en son ortaokulda gördüğümü de eklemeden geçemeyeceğim. Her gün tartıya çıkıp gram gram giden yağları sayıyorum, artık benim için nasıl bir süreç olacak tahmin edersiniz.
Evet, zaman hızla akıp gidiyor, 90 gün nasıl geçti anlamadım, ama bu süreçte çok şey öğrendim ve değiştim. Yemek yapmayı, bir şeylere emek vermeyi, tokluk hissinin ne demek olduğunu gördüm. Eskiden ‘tabağımı asla bitirmeden bırakmam’ derdim, şimdi tabağımdaki yemekleri daha fazla yiyemeyip yanımdakilere aktarıyorum. Midem küçüldüğü için gereksiz oburluk yapmamayı öğrendim. Bir tabakla doyduysam, lezzetini çok beğendiğim halde 2. tabağa saldırmıyorum, üstelik burada en büyük korkum hafif hafif kendini gösteriyor; Verilen kiloları geri almak!
Beslenme danışmanlığımı üstlenen Bersu Ekinci, bu korkumun yersiz olduğunu söylese de, geçmiş deneyimlerden hepimiz çok iyi biliyoruz ki eğer dikkat etmezsem o kilolar geri gelecek. Evet beslenme alışkanlıklarım değişti, artık acıktığım zaman makarna haşlamak yerine kendi uydurma tarifim olan havuç spagettiyi yapabilirim ama bu bahsettiğim korkuyu benim gibi ipin ucunu kaçıranlar iyi bilir. Şimdi yeni hedefim olan 58 kiloya en kısa sürede ulaşacağım ve ardından en az 4 aylık bir kilo koruma sürecim başlayacak. İşte bu 4 ay, geride bıraktığım 3 aydan daha önemli. Kilo vermek çok kolay, cips, kola, makarna gibi zararlı şeyler yemediğiniz zaman eğer zayıflamaya engel olan başka bir haftalığınız yoksa kilo vermemeniz imkansız. Fakat kilo koruma evresi benim hiç bilmediğim bir alan çünkü şimdiye kadar ya kilo aldım ya da kilo verdim. İkisinin arasında kalıp, kilomu dengede tutmayı hiç beceremedim, gerçi bu defa yalnız değilim…
Evet 20 kilo geride kalınca dolaptaki kıyafetlerde beni çok mutlu eden bir sirkülasyon oldu. Yıllardır ‘Bir gün zayıflarsam giyerim’ dediğim kıyafetlerin hepsini giyebiliyorum, hatta bazıları büyük geliyor. Üstelik 2007 yılında giydiğim lise mezuniyet elbisem bile üzerime tam oldu, kendim için büyük ama insanlık için bir şey ifade etmeyen mutluluklar yaşıyorum. Artık mağaza kabinlerinde moral bozulmasına son! ‘Keşke zayıf olsaydım bunu alırdım’ demek de yok… Evet, biz kadınlar giyinmeyi, süslenmeyi seviyoruz ve fazla kilolar çoğu zaman dış görünüşümüzün, içimizi yansıtmasına engel oluyor.
Üniversite hayatım boyunca kızlarla nasıl zayıflayacağımızı konuştuk. Arada bir diyete başlayıp, fakülte kantininde satılan bayat ekmekli tavuk nugget yemek için bozduk. Üniversite sonrasında da durum değişmedi, bu sefer öğleden sonra ofis kadınlarını ele geçiren tatlı krizlerinde kahvemize kremalı bisküvileri batırıp mideye indirirken nasıl zayıflayacağımızı konuştuk. Benim kilolarım hayatım boyunca şikayet ettiğim, beni mutsuz eden bir şey oldu ve sonunda onlardan sonsuza kadar kurtulmama yalnızca 6 kilo kaldı. Evet çok sevdiğim cipslere, lezzetli soslara, keklere ve çikolatalara veda ettim. Fakat bunu yalnızca 'zayıf’ olmak adına değil, sağlıklı bir vücuda sahip olmak için yaptığımı unutmadım, sanırım hayatı doya doya yaşamayı onlardan daha çok seviyorum.
Şimdi size bir şey sormak istiyorum, hayatınız boyunca şikayet ettiğiniz bir şeyi değiştirmek için 90 gün sizce uzun bir süre mi? Bana hiç de uzun gibi gelmedi...
"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."