Okuldaki spor derslerinden sürekli kaçan Lauren, o günlerde yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Spor derslerine girmemek için hasta raporları aldım. Benim bedenim zorbalar için bir hedef haline gelmişti ve sık sık gözyaşları içinde yemek yiyordum. Ailem benim ne kadar yemek yediğimin farkında değildi. Aile yemekleri dışında odamda sürekli sakladığım yiyecekleri yiyordum."
Lauren için kilolu günler bir gün izlediği bir belgeselle son buldu. Televizyonun önünde dondurma yerken, diyabet hakkında bir belgesel dikkatini çekti. Diyabet sorunu yaşayan insanların durumunun ne kadar kötü olduğunu fark eden, diyabete bağlı erken ölümleri izleyince şoka girdi. Ertesi gün, günde üç sağlıklı yemek yemesi ve abur cuburu kesmek için yemin etti. Kendi başına 50 kilodan fazla vermeyi başardı.
O yıllarda egzersizden nefret ederdim. Tanıdığım herkesin kötü bir diyeti vardı. Çevremdeki insanlar sokakta yürümekten bile hoşlanmazlardı. Ben de onlar gibiydim. Ancak doktorların diyabetten insanların öldüğünü söylemesi benim için dönüm noktası oldu.
"Değişiklik hiç de kolay değildi" diyen Lauren, "Kilo vermek için atıştırmalıkları kesince inanılmaz değişimler oldu. Canım tatlı isteyince yedim ama 4 sağlıklı öğüne çok dikkat ettim. "