Ece: Genellikle ünlüler estetik ameliyatlarını gizli tutmak istiyor ama siz açık gönüllülükle anlatıyorsunuz. Bersu: Sen hiç kimseden hiçbir şey saklamıyorsun. Rodrigo: Benim ünlü olmamı sağlayan tek şey benim hayat hikayem, giyim tarzım ve geçirdiğim estetik ameliyatlar. Estetik Akademisi tarafından estetik operasyonlar ve beden imajı konularında sözcü ilan edilerek ödüllendirildim. Ve bu Amerika’da yaptığım şeyden dolayı kendimi iyi hissetmemi sağlayan oldukça büyük bir ödül, bununla birlikte ne yaptığım ve ne söylediğim konusunda kendime olan güvenim daha da arttı. Oscar törenlerine, ünlülerin olduğu etkinliklere katılıyorum, Los Angeles’ta çok vakit geçiriyorum ve dünyaca ünlü birçok ismi tanıyorum. Bence bu ikiyüzlülük. Eğer ünlü biriysen ve toplumun göz önündeysen sosyal hayatta bir rolün olduğuna inanıyorum.

Ben her zaman olumlu bir örnek olmaya çalışırım, kusursuz olmaya çalışmıyorum çünkü kimse kusursuz değildir. Fakat ünlü biriysen ve estetik ameliyat olduysan bu konu hakkında açık ve dürüst olmalısın, hayranların ve takipçilerin senin gibi görünmek isteyecek ve bu bazı insanlar için ulaşılabilir bir şey değil. Herkes estetik operasyonları karşılayacak maddi güce sahip değil ve estetik müdahaleler birer mucize de değil. Bence ünlüler bu konuda açık olup, 'Ben estetik operasyon geçirdim’ ‘Estetik sonrası komplikasyonlar yaşadım' diyebilmeli. Bugün içerisinde bulunduğumuz toplumda Instagram gibi görsel paylaşım platformları yaygın olarak kullanılıyor. İnsanlar bu sosyal platformlarda en çok takipçiye sahip olanlar ‘Güzel’ göründüğü söylenen kişiler. Birçok arkadaşım estetik yaptırdı ve bundan bahsetmiyor bile ve hatta inkar ediyorlar.

Ece: Evet mesela Kylie Jenner. Bersu: Türk ünlüler de böyle yapıyor. Rodrigo: Kylie Jenner ile arkadaş değilim ama Kim Kardashian ve Khloe Kardashian ile tanıştım. Amerika’da aynı televizyon şirketi için çalışıyoruz ve birlikte vakit geçirdiğimiz zaman genellikle estetik ameliyatlardan bahsediyoruz. Herhangi bir partiye ya da etkinliğe gittiğimde insanlarla önce havadan sudan sohbet ediyoruz ama bir sonraki hamleleri beni kenara çekip ‘Yüzümü gerdirmek istiyorum bana doktor tavsiye eder misin?’ ‘Sana bir şey sormak istiyorum, sence burnumu nerede yaptırmalıyım?’ demek oluyor. Ben insanlara kendi tecrübelerimle ,tavsiyelerimle olabildiğince yardımcı olmaya çalışıyorum, her zaman en iyi doktorları öneririm, bu ülkede çok iyi estetik doktorları var, özellikle de saç ekimi konusunda birçok insan buraya estetik olmak için geliyor. Ben partilere ya da davetlere gittiğimde en çok karşılaştığım şey bu sorular oluyor. Önce ‘Seninle tanıştığımıza çok mutlu olduk’ diyorlar sonra da ‘Yüzümü gerdirmek istiyorum, sen nasıl hissediyorsun? Bana doktor önerir misin?’ her zaman böyle ilerliyor, her zaman. Çünkü biz göz önündeyiz, ben Londra’daki evimden dışarı çıktığımda karşımda fotoğrafçılar oluyor ve beni takip ediyorlar. Bu beni rahatsız etmiyor. Ben medyayla barışığım ve herkese vakit ayırmaya çalışıyorum. Tek hoşuma gitmeyen şey ise dokunulmak.

Bersu: İnsanlar sana saygı duyuyor, bence bu senin arkadaş canlısı tavrından kaynaklanıyor. Rodrigo: İnsanları yanaktan öpmeyi umursamıyorum ama bana sarılmalarını ve dokunmalarını sevmiyorum. Ece: Tabii ki bir kişisel alanınız olmalı. R: Evet, kişisel alan. Ne zaman Los Angeles, İstanbul ya da Londra gibi büyük bir şehirde dışarı çıksam fotoğrafçılar tarafından görüntüleniyorum ve her seferinde poz verip teşekkür ediyorum. Şu anda görünüşümü seviyorum, yaptıklarımın sonuçlarını görmeyi ve fotoğraf çektirmeyi de seviyorum ve bundan mutluluk duyuyorum. Ünlüler geçirdikleri ameliyatları saklıyor çünkü bundan gerçekten utanıyorlar, vücutlarının bir bölümünü beğenmemek onları utandırıyor. Çünkü bu bir şeyi gösteriyor. Çoğumuz görünüşümüzden memnun değilizdir en azından toplumun %90’lık bir kısmı, zaten kusursuzluk diye bir şey de yok. Göz önünde olduğunuz zaman üzerinizde belli bir şekilde görünmeniz konusunda baskı oluşuyor. Ünlü biri olmak tam zamanlı bir iştir, evde yatıp şampanya içmek değildir, çok zor bir iş. Ben pazar gününden diğer pazara kadar çalışıyorum, şimdiye kadar 28 ülkede yayınlanan 58 programa katıldım. Üzerimdeki baskıyı tahmin edebiliyor musunuz? Yalnızca dış görünüşümle ilgili değil, konuştuğum konularda örnek teşkil eden biri olarak hissettiğim baskıyı hayal edin. Estetik dışında başka konularda da konuşabiliriz, dedikodu yapabiliriz, seyahat etmekten, modadan, hayattan bahsedebiliriz.