Obur değil, yeme bağımlısı

Yeme bozuklukları farklı şekillerde karşımıza çıkabiliyor. Aç olmadığınız halde yeme isteğiniz tükenmiyorsa, siz de bir yeme bağımlısı olabilirsiniz.

Obur değil, yeme bağımlısı

Çoğu kişinin 'oburluk' diye nitelendirdiği bu durum, aslında birbiriyle ilişkisiz gibi görünen belirtilerin toplanmasıyla oluşan psikolojik bir rahatsızlık.

Bu bulguları şöyle sırayalabiliriz:

- Yoksunluk: Kullanılan madde alınmadığında kişide meydana gelen rahatsızlık hissi.

- Tolerans: Sosyal yaşam olumsuz etkilemesine rağmen madde ile bağ koparılamaz. Kişi, aynı rahatlık ve keyif hissini duymak için zamanla maddeyi artırır, yani daha fazla tüketir.

Yiyecek, hayatta kalabilmek için doğal ihtiyacımızdır ancak kişi, doğal ihtiyacı olan yiyeceği ve onun verdiği hazzı duygusal sorunları ile baş etme aracı olarak kullandığında buna 'yeme bağımlılığı' adı veriliyor.

Yemek yeme eylemi başta haz verici bir eylem. Yer, doyar ve içimizdeki duygusal boşluğun yerini midemizin doluluğu ile kapatmaya çalışırız.

Bu, bir süre işimize yarar ve dikkatimizi başka yöne kaydırır. Ancak zamanla 'bir kek mi yapsam, şu çikolatayı yesem mi' düşünceleri dozunu arttırır ve kontrol zorlaşır.

Şeker kullanımı artar

Psikolog Alev Elmas'ın açıklamalarına göre, bu durumu yaşayanlar genelde karbonhidrat, özellikle de şekeri tercih ederler.

Şekerin haz verici bir madde olduğunu söyleyen Elmas, "Şeker, tüketildikten kısa süre sonra vücudu rahatlatır. Çünkü birden alınan yüksek dozda şeker, önce enerji verici olsa da, vücudun kendini dengelemek için insülini devreye sokmasıyla kan şekeri eskisinden daha fazla düşer.

Düşen kan şekerinin etkiyle vücutta bir rahatlama oluşur ve konsantrasyon düşer. Böylece içimizde yükselen ve duymak istemediğimiz seslere kulak vermek zorlaşır.

Diğer karbonhidrat çeşitlerinin de etkisi benzerdir ve bu etkilerden dolayı insanlar zaman içinde bu maddeleri duygusal sorunlarından uzaklaşma aracı olarak kullanabilir. Bu süreç beynimizde, madde kullanımı ile aynı mekanizmayı kullanır" diye durumu açıklıyor.

Kilo alımı öfkelendiriyor

Elmas'a göre, bu bağımlılık yüzünden zamanla alınan kilo ve beden formundaki bozulmalar, kendilerine yönelik öfke ve kızgınlık duygularını da arttırıyor. Ancak kişi, kızgınlık ve öfkeden uzaklaşmak yerine, yiyeceğe daha fazla sarılıyor.

Yani bu durum kendi içinde bir kısır döngüye dönüyor.

Yeme bağımlılığının nedenleri

Psikolog Alev Elmas, "Yeme bağımlığının birçok sebebi olabilir. Bunların başında ailevi yeme alışkanlığı, genetik, hormonal ve duygusal sebepler gelir.

Her yeme bağımlısının kilolu olması gerektiği doğru değildir. Önemli olan, kişinin yiyeceği baş edemediği duygusal sorunlarından kaçış aracı olarak kullanmasıdır.

Bazen yeme bağımlıları kilo sorunları ile mücadele etmek için çeşitli yöntemler geliştirirler. Müshil, idrar söktürücü kullanma, kusma veya aşırı spor yapma tercih edilen yöntemlerden bazılarıdır", diyor.

Bu yöntemleri kullanmaktaki amaçlarının, en azından yaşamının bir başka noktasında kontrol sağlayabilme ve bir parça da olsa güçlü hissedebilme çabası olduğunu söyleyen Elmas, bu çabaların genelde konuçsuz kaldığını çünkü sürekli açlık duygusunu kontrol etmeye çalışmanın ve bunu düşünmenın, kişinin stresini daha da arttıracağını, aşırı engellemenin ardından “patlarcasına yeme” şeklinde ataklar görülebileceğini söylüyor.

Psikolojik temelli yeme davranışı için, kesinlikle uzman yardımı almak gerekir. Aksi halde tekrarlanan döngülerde özsaygı hızla azalarak, depresyon tetiklenebilir.
 

Yorumlar