Avustralya'nın Queensland bölgesinde yaşayan 23 yaşındaki 3 çocuk annesi Keely Dellit günde 4 litre kola içiyordu. Günlük beslenme düzeninde fast foodlar, paket servisleri vardı. Öyle ki gün içinde Keely bir düzine kremalı çörek bile yiyordu. En son doğumu sonrası yeme bozuklukları kronikleşen ve geçen gün daha fazla kilo alan Keely 126 kilograma kadar çıktı. Son hamileliğinde vücut kitle endeksi artık onu resmen obez olarak tanımlamaya başlamıştı ve hamileliğinin büyük bir kısmını hastane odalarında geçirmek zorunda kalmıştı.
Keely o günlerde otoparktan işyerine yürüğü kısa bir yolda bile nefes nefese kalmaya başladı. Üç hamilelik yaşayan Keely'nin doğumlarla dolu 5 yılını tam bir gıda bağımlılığına dönüşmüştü. Aşırı kiloları Keely'yi sadece fiziksel olarak değil ruhsal ve sosyal olarak da etkilemeye başladı. Kendinden nefret etmeye başlayan Keely çok sevdiği insanlarla bile bir arada olmaktan kaçan, sürekli kendini yiyeceklerle mutlu etmeye çalışan birine dönüştü.
Kilolu olduğu günlerdeki beslenme düzenini Keely, Daily Mail'e şöyle anlattı: "İşyerinde öğle yemeği için hemen hemen her gün kızarmış yiyecekler ve kekler yiyordum. ya da dilimleri olurdu. Oturma odasında zaman geçirdiğimde 1 oturuşta 12 tane doughnut yiyordum. Tatlı yada tuzlu fark etmez her şeyi canım istiyordu. Geceleri yatağımın yanına 2 litre kola bile alıyordum."
SAĞLIKLI GIDA NE DEMEK BİLMİYORDUM!
Ergenliğinden bu yana kilo dalgalanmaları yaşadığını söyleyen Keely, "Sağlıklı gıdaların ne olduğunu biliyordum, ailem iyi örnekler gösterse de çok fazla abur cubur yiyordum ve bundan çok hoşlanıyordum. Üniversitedeysen 20 kilo vermeyi başardığım bir dönem vardı. Ama mezun olduktan ve çalışmaya başladıktan sonra kötü beslenme alışkanlıklarıma geri döndüm. Egzersiz motivasyonumu kaybettim ve kaybettiğimden daha fazla kilo aldım."