İyot eksikliğinin önlenebilmesi için sofrada "iyotlu tuz" kullanılması istenirken, yapılan çalışmalar Türkiye’de iyotlu tuz kullanımının kentsel alanda yüzde 90, kırsal alanda yüzde 71 olduğunu gösteriyor.
Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü’nün (AÇSAP) koordinatörlüğünde ve UNICEF’in işbirliği ile yürütülen "İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi" kampanyası ile ilgili Mariott Hotel’de basın toplantısı ve iftar yemeği düzenlendi.
AÇSAP Genel Müdürü Rifat Köse, yaptığı konuşmada, iyot yetersizliği hastalıklarının önlenebilmesi için yemeklerde ve sofralarda kullanılan tuzun iyotlu olmasına dikkat etmek amacıyla kampanya düzenlendiğini söyledi.
"İyot eksikliği erken doğuma neden olabilir"
Kampanyada, vücudun yaşam boyunca iyoda duyduğu ihtiyaç konusunda kamuoyunda farkındalık yaratılmasının hedeflendiğini belirten Köse, iyotun vücutta büyüme ve gelişmeyi sağlayan tiroit hormonlarının, işlevini yerine getirirken kullandığı en önemli elementlerden birisi olduğunu ifade etti. Köse, iyot eksikliğinin gebelerde düşüklere, erken doğuma, guatr ve zeka geriliği gibi birçok hastalığa yol açabildiğine dikkati çekti.
İyot eksikliğinin önlenebilir zeka geriliği ve beyin hasarına neden olduğunu vurgulayan Köse, her yaş grubunun iyodu kullanması gerektiğini belirtti. Köse, iyot yetersizliğinden en çok gebeler ve bebeklerin etkilendiğine işaret ederek, çocuklarda da iyot eksikliğinin yol açtığı öğrenme güçlüğünün okulda başarısızlığa neden olduğunu ifade etti.
"Beslenme bebekler için çok önemli"
Çocukların bir ülkenin geleceği ve yarınların umudu olduğunu dile getiren Köse, bu nedenle çocukların sağlığının korunmasının çok önemli olduğunu dile getirdi. Anne ve çocuk sağlığının korunabilmesi için Sağlık Bakanlığı’nın çeşitli projeler yürüttüğünü, üstünde durulan konularda farkındalığın artırılmasına yönelik çalışmalar yaptığını anlatan Köse, beslenmenin bebek sağlığının korunmasında çok önemli bir yer edindiğini ifade etti.
Demir, iyot ve A vitamini eksikliğinin sağlığın korunmasında çok önemli olduğunu belirterek, yıllardır işlenen topraklardan elde edilen ürünlerdeki minerallerin azaldığını dile getirdi.