İştahsız çocukların ebeveynlerine öneriler!

Çocuğum yemek yemiyor diye üzülen annelerin sayısı az değil. Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Gastroenterolojisi Bölümü’nden Doç. Dr. Selim Gökçe, çocuklardaki yeme sorunlarının çözümü için ailelere önerilerde bulundu.

Anneler genellikle her yolu denedikleri halde çocuklarını beslemede başarılı olamadıklarını söyler. Çok az yediği, seçici olduğu, çoğu besini reddettiği, hiç acıkmadığı ya da açım demediği, masada oturmak istemediği, oyunla ya da televizyon karşısında beslendiği, kaşığı görünce ya da yemeği ağzına götürdüğünde öğürdüğü için şikayet eder. Ailelerin bu durum nedeniyle çocuğa baskı uygulaması ve yemek yemesi için zorlayıcı davranması, çocuğun duygu durumunu olumsuz yönde etkiler. Yemek yememe, 1 yaşına yaklaşan çocukların neredeyse 40’ında görülen bir durumdur. 1 yaşından itibaren çocukların büyüme hızları ve enerji ihtiyaçları görece azalmış, çevreye ilgisi artmış ve beslenme genellikle ikinci plana itilmiştir. Bu durum geçicidir, çocukların çoğu kısa sürede düzelir ancak %1-2’sinde yeme sorunları devam edebilir. Yeme sorunlarının devam etmesinde sadece çocuğun mizacı ve özellikleri etkili değildir. Ebeveynlerin baskıcı ve zorlayıcı olmaları, yanlış beslenme teknikleri de önemli rol oynar. Uygulanan yöntem ve davranışların geri çekilmesi, baskı ve zorlamanın ortadan kaldırılması yeme sorunlarının düzelmesine önemli ölçüde katkıda bulunacaktır.
5 1
-Çocuklar 3-4 saatlik aralıklarla beslenmelidir. Eğer fazla tüketiyorlarsa ara öğünde süt, meyve suyu gibi içecekler kısıtlanmalıdır. Çok su içiyorlarsa sadece susadıklarında su verilmelidir. Yemeklerden 1 saat önce sıvı gıdalar kesilmelidir. -Çocuk başlangıçta az yiyebilir, 1 saat sonra biberon ya da anne sütü isteyebilir. Bir sonraki yemek vaktine kadar beklemesi sağlanmalıdır. Çocuklar değişen kurallara kolayca adapte olurlar. -Çocuklara küçük porsiyonlar sunulmalıdır. İsterse daha fazla verilmelidir. Bu şekilde sosyal bir olaya kendisi de iştirak etmiş, zorlanmamış olacaktır. -Çocuklar ebeveynlerin istediği kadar değil, tokluk hissedinceye kadar yemelidir. Yemek konusunda zorlanmamalı, ancak herkes yemeğini bitirinceye kadar masada kalması sağlanmalıdır. Çocuklar tokluğu hissedecek kadar sofrada kalmadıkları sürece tokluk hissini öğrenemezler.
5 2
-Yemekler 20-30 dakikadan uzun sürmemelidir. Uzun öğünlerin daha fazla yemeye belirgin bir katkısı yoktur. Olumlu yeme davranışının gelişmesine hizmet etmez, bir sonraki öğüne çocuğun acıkmış gelmesini de engelleyebilir. -Ne kadar çok yediği ya da az yediğine bakılarak ödül vermek veya cezalandırmak önerilmez. Yemek asla bir performans olarak değerlendirilmemelidir. Çocuğun kendini kaşıkla beslemesine olanak vermeli ve bu şekilde kazanımları sözel olarak ödüllendirilmelidir. -Beslenme sırasında televizyon kapalı olmalı, masada ve etraftaki oyuncaklar ve ilgi çeken şeyler kaldırılmalıdır.
5 3
-Çocukların beslenme araçlarını ve besini atması önlenmeli, büyük çocukların yemekle oynamaması sağlanmalıdır. -Çocuklar konuşmayı çok severler. Eğer ebeveynlerinden uyarı alamazlarsa kendi sohbetlerini ve oyunlarını üretirler. Bu nedenle ne aşırı uyarıcı olmalı, ne de tamamen sessiz kalınmalıdır. -Öğürme, kusma ve tükürme gibi reaksiyona neden olan besinler verilmemelidir. -Yeni besinler için çocuğun denemek isteğini zamanı beklemek önemlidir. Çocuğun tabağına yeni besini koyup denemesini söylemek besin reddini artıracaktır. Çocuklar yemeğin denenmesinde kontrolün kendilerinde olmasını isterler.
5 4