Yas, çocukluk ve ergenlikte yeni süreç ve becerilerin elde edildiği farklı gelişim aşamalarına ulaşıldığında yeniden gündeme gelebilir. Örneğin bir yaşında annesini kaybeden çocuk dil gelişimi sonucu duygularını kelimelerle ifade edecek döneme eriştiğinde ölüm olayını yeniden sorgulayabilir. Ergenlik döneminde somut düşünebilecek bilişsel gelişim aşamasına ulaştığında annesinin ölümü üzerine yoğunlaşabilir. Erişkinler hayatın bir gün sona ereceği bilgisini çocuklara aktarma konusunda zorlanırlar. Anne-babalar ölümden bahsederek, çocuklarını üzeceklerini düşünürler. Onları korumak isterler. Oysa ölümün yaşamın sonu olduğu ve ölen kişinin geri dönmeyeceği çocuğa uygun dille anlatılmalıdır. Her ailenin yitirilen kişinin yakınlığı, benimsenen kültürel değer ve inançlar, çocuğun yaş ve gelişimsel düzeyi doğrultusunda şekillenen kendine özgü ölüm haberini iletme yöntemleri vardır. Bu güç görevin yerine getirilmesinde aşağıda belirtilen ipuçları anne-babalar için yol gösterici olabilir: Olanları açıklamak için arkadaş veya diğer yakınlarınızdan daha çabuk davranarak çocuğunuza öncelikle siz ulaşın.
11 5
Haberi vermek için sessiz bir yer bulun. Sakin ve şefkatli davranın. Kötü habere çocuğunuzu alıştırmak için başlangıç yapabilirsiniz, örneğin “Çok üzücü bir olay oldu. Deden öldü.” Okul öncesi çağ çocuğunuz için “Öldü” kelimesinin anlamını açıklamanız gerekir. “Öldü”, “artık yaşamıyor” şeklinde tanımlanabilir. Yaşamanın ne anlama geldiğini çocuğunuzla konuşun. “Yaşarken nefes alırsın, yürürsün, konuşursun, görürsün, işitirsin. Deden artık bunları yapamayacak.” ”Ölüm”, “öldü”, “kanser” veya “kalbi durdu” gibi açık ve anlaşılır terimler kullanın. “Artık bizimle birlikte değil”, “gitti”, “uykuya yattı” gibi belirsiz ve karmaşık ifadelerden kaçının. Özellikle uykuya ilişkin açıklamalarda bulunmayın. Bu durumda küçük çocuklar sevdiklerinin bir gün uyanacaklarını düşünürler. “Uzun ve bir daha uyanmayacağı bir uykuya daldı” gibi yaklaşımlar çocukları uykudan korkar duruma getirebilir. Anne-babalarının uyuması halinde de huzursuz olurlar. Basit gerçekleri anlatın, ayrıntıların soru şeklinde sorulmasına olanak sağlayın. Çocuğunuzun duygusal tepkiler vermesine izin verin, “Bazı insanlar üzüldükleri zaman ağlarlar, diğerleri ise acı duydukları zaman tepkilerini belli etmezler. Bu onların ölen insanı sevmedikleri anlamına gelmez.”
11 6
Ölüm olayının ardından birkaç gün boyunca neler olacağını çocuğunuza anlatın. Cenazeyle ilgili işlemler, tören, defin işlemleri hakkında ailenizin benimsediği görüş, kültürel değer ve inançlar doğrultusunda bilgi verin. Nerede olacağınız, nereye gideceğiniz, evde bulunacak kişiler, gelecek ziyaretçiler hakkında çocuğunuzu bilgilendirin. Yaşantınızın yeniden düzene gireceği konusunda çocuğunuza güven verin. Birkaç gün içinde okula dönerek, arkadaşlarını göreceğini hatırlatın. Ailenin sevdiği insan olmadan olağan yaşantısına devam edeceğini anlatın. Acılı dönemlerde sergilenen olumlu bakış açısı çocuğun yas sürecinden iyileşerek çıkmasını sağlar.
11 7
Çocukluk döneminde yas, erişkinlerin yaşadığı matem deneyiminden farklıdır. Yetişkinler, çocuklarla kıyaslandığında, üzüntülerini olayın hemen ardından ve daha yoğun şekilde yaşarlar. Yas tutan çocuklarda aşağıda belirtilen özellikler gözlenebilir: Üzüntülerini erteleme konusunda daha esnektirler. Ölüm haberini duyduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi oyun oynayabilirler. Yas süreci yetişkinlere oranla daha uzundur ve geniş zamana yayılır. Hastalık, kaza ve afetlerden daha çok korkmaya başlarlar. Anne-babalarının başına kötü bir şey gelmesinden endişe duyarlar. “Ne oldu ?”, “Şimdi kim ölecek ?”, “Ölen kişi olmadan nasıl yaşayacağız ?”, “Benimle kim ilgilenecek ?” gibi endişeler duyarlar.
11 8