Kıyaslanan çocuk kendini yetersiz hissediyor!
“Ebeveynin belki de hiç yapmaması gereken şey; kendi çocuğunu başkası ile kıyaslamak olmalıdır. Çünkü kıyaslama yapılması çocuk üzerinde olumsuz etkilere yol açar. Başkası ile karşılaştırılan çocuklar kendini yetersiz hissetmeye başlar. Zamanla özgüveni sarsılır.
Yetersizlik öfkeyi, mutsuzluğu getiriyor!
Yetersizlik yaşayan çocuklarda mutsuzluk, diğerlerini kıskanma, öfke, küskünlükler ve hırçınlıklar gelişebilir. Bunların sonucunda da kimi çocukta içe kapanma, çekingenlik gelişip yerleşebilir. Kimi çocukta da tam tersi uyumsuzluk, saldırganlık/agressivite, karşıt olma karşı gelme davranışları gibi durumlar ortaya çıkabilir.
İçine kapanır yaşamdan izole olur!
Her iki durumda da çocuk beni kimse anlamıyor duygusuna itilir. Sosyal ilişkileri ve akademik başarısı da etkilenmeye başlar. Bir yandan akranları ile ilişkileri etkilenir, onları kendinden üstün görmeye kendisini yetersiz ve geride algılamaya başlayabilir. Giderek kapılarını kapatarak izole bile olabilir.
‘Zaten istesem de arkadaşım kadar başarılı, doğru ya da herkes tarafından kabul gören olamam’ duygusu perçinlenebilir, bunun sonucunda da okuldan, sağlıklı ilişkilerden uzaklaşır. Bu olumsuz yaşantılar neticesinde çocukta içe kapanma, çekingenlik ya da tam tersi saldırganlık, uyumsuzluk gibi sosyal davranışları ketleyen birçok yeni durum ortaya çıkar.
Özellikle de çocukta oluşan “Beni anlamıyorlar!” düşüncesi, onu yalnızlığa iter ve anne - babasından uzaklaşmasına sebebiyet verir.”
Her çocuk özeldir
Yrd.DoçDr. Nükhet İşiten, her çocuğun yetenekleri ve kişisel özellikleri ile özel olduğunu belirterek anne babalara çocuklarını olduğu gibi kabul etmelerini, çocuklarındaki farklı yeteneklerin ortaya çıkması için fırsat tanımaları gerektiği önerisinde bulundu.