Orgazmın sırlarına yönelik ilginç araştırma!

New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi’nden Barry Komisaruk, araştırmasında kadın orgazmının sırlarını çözmeye çalışmış. Bilim insanlarının en büyük başarısı belki de araştırmacıların gözü önünde ve MR tarayıcısı içinde kadınları mastürbasyona ve hatta cinsel birleşmeye ikna etmek olmuştur.

Beyindeki sistemler Tüm farklılıklarına rağmen kadın da erkek de, orgazm sırasında benzer bir sinirsel aktivite gösteriyor. Kadın ve erkek orgazmındaki benzerliklerin farklılıklardan daha fazla olduğunu gözlemlemiş araştırmacılar. Orgazm sırasında beyin tümüyle aktive oluyor, tüm sistemler harekete geçiyor. Bunun da orgazm sonrası yorgunluğun nedeni olabileceği belirtiliyor. Komisaruk, orgazm sırasında beyinde dopamin gibi nörotransmiter salgılandığını belirtiyor. Bu insanda zevk ve ödüllendirme hisleri yaratıyor. Belki de orgazmın ardından aynı şeyleri tekrar yaşama isteği bu nedenle duyuluyor.

Orgazmdan sonra beyin Orgazmın ardından kadın ve erkek arasında farklılıklar baş göstermeye başlar. Uzmanlar, erkek beyninin belli bölgelerinin orgazmın hemen ardından cinsel organların stimülasyonuna (uyarılma) cevap vermediğini, oysa kadınların beyninin aktive olmaya devam ettiğini belirtiyor. Bu durum bazı kadınlar çoklu orgazm yaşadığı halde erkeklerde böyle bir şey olmamasının nedeni olabilir.

Zevkin anatomisi Araştırmacıların yaptığı bu beyin taramalarından elde edilen sonuçlar tartışma yaratmış olsa da, bunlar orgazmın anatomisi konusundaki tartışmalar yanında az kalır. Peniste duyuları beyne taşıyan tek kanal vardır. Kadın genital sisteminde ise bu kanallar üç-dört tanedir. Kadın cinselliğinin temel taşlarından biri klitoris. Vajinal açıklığın hemen üzerinde ufak bir yumru şeklindeki klitoris, çok eski tarihlerden kalma kil heykeller üzerinde bile resmedilmiş. Fakat 16. yüzyıla kadar bu yapının bütün kadınlarda ortak bir fiziksel özellik olduğu ve zevk uyarıcısı olarak işlev gördüğü bilinmiyordu. Ancak daha sonraki yüzyıllarda kadının cinsel zevki sorunu göz ardı edilmiş, doktorlar ve anatomistler klitorisi unutmuştu. 20. yüzyılda yeniden gündeme gelmişti.