Kalp damar hastalıkları Erkekte de kadında da cinsel organdaki temel fonksiyon, vücuttaki herhangi bir damar yapısından farklı değil. Yalnızca onun gelişmiş bir modelidir. Penise gelen, penisten çıkan ve orada hapsolup sertleşmeyi sağlayan kan, ancak kalp damar sistemi normal olan kişilerde düzgün çalışır. Bu sistem iyi çalışmadığında ereksiyonla ilgili sorunlar da ortaya çıkar. Kalp damar hastalıklarının toplumda sık görülmesi nedeniyle ürolojinin de üzerinde çok durduğu bir konudur. Ereksiyon problemiyle gelen bir kişi akıllıca yönlendirilirse, kalp damar hastalığı erken evrede yakalanabilir. Penise giden ana damarın çapı, kalp ana damarlarından daha dar olduğu için bu bölgedeki tıkanmalar kendini yıllar önceden gösterebilir. Kalp hastalıklarında stent, by-pass gibi yöntemlerle yapılan tedaviler tek başına ereksiyon problemlerinin çözümünü sağlamaz. Ancak yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçla takip edilen damar hastalıklarının kontrol altına alınması sorunu azaltabilir.
5 2
Diyabet Diyabetli kişilerin normal erkek nüfusuna göre ereksiyon problemi yaşama riski üç kat daha fazla. Günümüzde yaygın görülen hastalıklardan olan diyabet şu an tedavi edilemiyor. Ancak tanısı konuluyor ve kan şekeri ilaçla kontrol altında tutuluyor. Hastalığın gidişatında ortaya çıkabilecek sorunlarla da uğraşılması gerekir. Erektil disfonksiyon da bunlardan birisidir. Diyabetin öncü bulgularından birinin bazı hastalarda erektil disfonksiyondur. Bazı kişilere sadece kan şekeri ölçümü yaparak diyabetten şüphelenilir ve endokrinoloji branşına yönlendirilir. Diyabetli kişilerin yüzde 15’i diyabet tanısını bu şekilde alır. Diyabetin vücuttaki etkisi damar ve sinir sistemi üzerinde olur. Görme problemleri ya da böbreklerin damar yapılarında bozulma gibi sonuçlar ortaya çıkar. Kişiler diyabetin bu etkileri nedeniyle ilgili branşlara yönlendirilir. Ancak üroloji ihmal edilebilir. Oysa diyabet geliştikten sonra erektil disfonksiyon gelişme ihtimali en yüksek olan süreçtir. İlk 10 yıl olur. Kan şekeri kontrol altına alındığı sürece risk azalabilir. Yine de topluma göre yüksek oranda seyretmeye devam eder.
5 3
Cerrahi travmalar Cerrahi tedavi sırasında pelvik damardaki mekanizmaların bozulması ereksiyon problemine neden olabilir. Özellikle erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden birisi prostat kanseridir. Bunun için yapılan radikal prostatektomi denilen cerrahi tedavi ve radyoterapi, idrar tutamama ve ereksiyon problemlerine neden olabilir. Araştırmalara göre, bu tedaviyi alan hastaların yüzde 40-50’sinde ereksiyon eskisi gibi oluşmayabilir. Günümüzde cerrahi teknikler çok gelişti. Bunlardan bir tanesi de robotik cerrahi. Ancak prostatın sinirlere çok yakın olması nedeniyle etkilenebilir. Bağırsak ameliyatları ile organ çıkartılmasını gerektirecek kapsamlı ameliyatlar da cinsel fonksiyon üzerinde olumsuz etki yaratabilir.
5 4
Psikolojik, psikiyatrik ve nörolojik hastalıklar Psikozlar, yoğun stres, depresyon gibi sorunlar erektil disfonksiyon yanısıra libido kaybı ve ejakülasyon ( erkeklerde cinsel ilişki sonunda yaşanan orgazm ile birlikte meninin dışarıya fırlatılması, atılması işlevi) bozukluklarına da neden olabilir. Başarısızlık kaygısı da erkeklerde aşırı heyecana neden olan ve ereksiyon sorunlarına yol açan önemli bir psikojenik sorundur. Parkinson, Multipl Skleroz (MS), epilepsi gibi nörolojik hastalıklar hem beyinde hem de periferik sinirlerde geliştirdiği zararla ereksiyonu da etkiler. Özellikle trafik kazalarında gelişen kafa ve omurga travmaları da birçok sorunun yanısıra cinsel fonksiyon bozukluklarına neden olabilir. Bu hastalara da cinsel açıdan yardımcı olunması gerekir. İlaç kullanımı, çocuk sahibi olunması için uygulanacak tedaviler gibi birçok konuda başarılı çalışmalar yapılabilir. Kaynak: Acıbadem/Hayat
5 5