Bebeklerin ilk 4-6 aylarına kadar sadece anne sütüyle beslenmeleri, ardından da mutlaka ek besinlere başlamaları öneriliyor. Ancak ek besinlere 4. aydan önce kesinlikle başlanmaması gerekiyor. Bunun nedeni ise bebeklerin mide-bağırsak sistemi ve böbrek fonksiyonları yeteri kadar olgunlaşmadığı için bu dönemde ek besinleri almaya hazır olmamaları.
İnek sütü ve buğday unu gibi ek besinlere erken başlamanın en büyük riski ise bebekte besin alerjisine yol açabilmesi! Bunun aksine ek besinlere geç başlandığında ise yetersiz enerji ve protein alımına bağlı enfeksiyon riskinin artması, demir eksikliğine bağlı anemi, katı besinleri ve çiğnemeyi öğrenememe ile yetersiz vitamin – mineral alımına bağlı büyüme- gelişme geriliği gibi pek çok ciddi tablo ortaya çıkabiliyor.
International Hospital’den Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şebnem Ersoy, bebeklere ek besin verirken son derece dikkatli olunması gerektiğini belirterek, “Çünkü basit gibi görülen hatalar ileri yaşlarda ciddi sağlık sorunları oluşturabiliyor. Örneğin bebeklere 1 yaşından önce verilen tuz damarlarda birikerek erken yaşta hipertansiyon hastası olmalarına yol açabiliyor. ” uyarısında bulunuyor!
TUZLU BESİNLER DAMARLARA ZARAR VERİYOR!
Bebeklerin beslenmelerinde yapılan en sık hatalardan biri, tuzlu besinler yedirmek oluyor. Yapılan araştırmalar, Türkiye’de bebeklerin yüzde 60’ının 1 yaşından önce evde yetişkinler için yapılan salçalı, tuzlu ve baharatlı yemekleri yediğini gösteriyor. Oysa bebeklere 1 yaşına gelinceye dek tuzlu hiçbir besini tattırmamak gerekiyor. Çünkü bebeklik dönemi aşırı sodyum, dolayısıyla tuz tüketimine bağlı ileri yaşlarda oluşacak tansiyon hastalığı yönünden hassas ve belirleyici bir dönem. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada, doğumdan itibaren 15 yaşına kadar kan basınçları izlenen bebeklerin, ilk 1 yaşta diyetlerinde yüksek oranda tuz bulunanların, düşük tuz içerenlere göre kan basınçları daha yüksek bulundu. Çünkü bebeklik döneminde aşırı tuz, yani sodyum tüketimi kan basıncını yükselterek aort ve koroner damarlarda erken dönemde damarsal değişikliklere ve dolayısıyla kalp –damar ile böbrek hastalıklarına zemin hazırlıyor. Bunun sonucunda da bebeğin yetişkinlik dönemine geldiğinde daha erken yaşta, hatta çocukluk çağında bile tansiyon hastası olmasına yol açabiliyor!
YARIM ÇAY KAŞIĞINDAN AZ ALMALI!
1 yaşından küçük bebeklerin günde 1000mg, yani yarım çay kaşığından da az tuz almaları gerekiyor. Bu konuda Amerikan Pediatri Akademisi, Amerikan Kalp vakfı gibi önemli sağlık otoritelerinin önerdikleri günlük tuz alımı 1-3 yaş arası çocuklarda 1500mg dan az ve 4-8 yaş aralığında da 1900mg altında olması yönünde.
BİR YAŞINDAN ÖNCE YASAK OLAN BESİNLER!
International Hospital’den Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şebnem Ersoy, 1 yaş öncesinde bebeklere verilmesi yasak olan besinleri şöyle sıralıyor:
-BAL: Kabızlık, emme ve yutma güçlüğü, solunum durması, kas zayıflığı gibi belirtilerle ortaya çıkan ve ölüme neden olabilen Botulizm hastalığına yol açabiliyor. Bu hastalığa Clostridium Botulinum adında, toprak, toz ve balda üreyebilen bir bakteri neden oluyor. Balı yiyen bebeğin bağırsaklarında toksin üreterek zehirlenme tablosuna yol açıyor. 1 yaşından sonra az miktarlarda verebilirsiniz. Bal içeren hazır mamaların üretiminde kullanılan bal ise bu tehlikeyi ortadan kaldıracak şekilde yüksek derecelerde ısıtıldığı için bu riski taşımıyor.
-YUMURTA AKI: Alerjiye neden olabiliyor.
-İNEK SÜTÜ: Alerji, kabızlık ve demir eksikliğine yol açabiliyor.
-KAKAO, ÇİKOLATA VE ÇİLEK: Alerjik reaksiyon oluşturabiliyor.
-ŞARKÜTERİ ÜRÜNLERİ: Aşırı tuz ve nitrat içerdikleri için kalp damar ve böbrek hastalıklarına zemin hazırlayabiliyor.
-KURUYEMİŞ GİBİ SERT TANELİ BESİNLER: Nefes borusuna kaçma riski var.
BESİNLERİ MUTLAKA HAFİF PÜTÜRLÜ YEDİRİN
Beslenme alışkanlığında yapılan bir başka hata da, bebek 1 yaşına gelmesine rağmen besinleri blenderden geçirerek muhallebi kıvamında yedirmek oluyor. Bunun sonucunda da bebek ileride pütürlü yemekleri kabul etmiyor; yemek seçen, problemli bir çocuk haline geliyor. Örneğin çiğneme fonksiyonunu gerektirdiği için et yemeyi reddediyor. Bunun sonucunda da beslenme yetersizliğine bağlı kansızlık veya büyüme-gelişme gerilikleri ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle özellikle 8. aya kadar besinleri püre kıvamında, ancak hafif pütürlü yedirin, böylelikle bebeğiniz çiğnemeye alışır. Bu aydan itibaren besinleri daha iri pütürlü de yedirebilirsiniz. Kendi kendine beslenmesini öğrenebilmesi için de 9. aydan itibaren bebeğinizin eline ekmek veya bisküvi parçası verin. Özellikle 1 yaşından sonra da sizinle sofraya oturup, aynı besinleri yemesini sağlayın.
EK BESİNLERİ TEK TEK VERİN VE MİKTARI YAVAŞ YAVAŞ ARTIRIN!
International Hospital’den Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şebnem Ersoy, 1 yaş öncesinde bebeklere verilmesi yasak olan besinleri şöyle sıralıyor:
-MİKTARINI YAVAŞ YAVAŞ ARTIRIN: Bir besini ilk kez yedirecekseniz az miktarda verin ve miktarını yavaş yavaş artırın. Örneğin armut püresi yedirecekseniz ilk önce 2 çay kaşığı ile başlayın, eğer ciltte döküntü ya da kızarıklık gibi sorunlar gelişmezse veya sindirim sisteminde problem ortaya çıkmazsa bu miktarı 4-5 kaşığa kadar çıkarabilirsiniz.
-TEK BİR BESİN YEDİRİN: Aynı anda birkaç ek besin verirseniz, alerjik bir reaksiyon oluştuğunda buna hangi besinin yol açtığını belirlemeniz güçleşir. Bu nedenle 1 hafta boyunca sadece tek bir besin yedirin, 2. hafta başka bir besine başlayın. Böylelikle bebeğinizin yedirdiğiniz besine alerjisi olup olmadığını daha kolay anlayabilirsiniz.
-BESİNİ REDDEDİYORSA ISRAR ETMEYİN: Bebeğiniz verdiğiniz ek besini reddediyorsa, ısrar etmeyin. Çünkü bu besini tümüyle reddetmesine yol açabilirsiniz. Başka bir ek besine geçin ve 1-2 gün sonra tekrar yedirmeyi deneyin.
-SEBZE VE MEYVELER TAZE OLSUN: Besin içerikleri zengin olmadığı için 1 yaşından önce dondurulmuş sebze ve meyve ile konserve besinler yedirmeyin. Aksi halde vitamin ve mineral eksikliğine bağlı kansızlık ile büyüme geriliği oluşabilir. Bebeğinizin yeterli vitamin ve mineral alabilmesi için taze sebze ve meyve yedirmeye özen gösterin.
-YOĞURDU EVDE KENDİNİZ MAYALAYIN: Dışarıda satılan yoğurtlar raf ömrünün uzaması için katkı maddesi içerebiliyor. Evde yapılmış yoğurtlar ise hem daha sağlıklı, hem de bebeklerin gelişiminde önemli bir rol oynayan probiyotikler de içeriyor. Bu nedenle bebeğiniz en azından 1 yaşına gelinceye dek yoğurdunuzu evde kendiniz mayalayın.