Huzursuzluk, hırçınlık belirtisi gösteren ve ağlayan bebeklerin müzikle sakinleştiği ve uykuya dalmakta zorluk çeken bebeklerin daha çabuk uykuya geçtikleri bilinmektedir. Doğum öncesinde müzik dinleyen ve huzurlu bir hamilelik geçiren annelerin daha kolay doğum yaptıkları belirlenmiştir.Peter Happer ve Sara Shahidullah, 14 haftalık bir fetusun dışarıdan gelen seslere tepki gösterdiğini, 24 haftalık iken ninnileri, çıngırak seslerini ve sakinleştirici müzik parçalarını dinlediğini tespit etmişlerdir. Aynı sesler ve müzik parçaları doğum sonrasında dinletildiğinde, bebeğe ana rahmindeki rahatlığı hatırlatarak huzur duymasını ve kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır.
Öte yandan bu sesler, bebeğin dış dünya ve yakın çevresiyle ilk iletişimini ve duygusal bağlarını oluşturması bakımından çok önemlidir (Summak ve Summak, 2005). Hamilelik dönemde müzik ve benzeri seslerin dinletilmesi, bebeğin duygusal, bedensel ve zihinsel gelişim alanlarını olumlu yönde etkiler. Doğumdan önce ve doğumdan sonra bebeğe dinletilen müzik belli bir düzen içinde verilmeli ve anne ile bebeğin günlük yaşam etkinlikleriyle bağlantı kurulmasına özen gösterilmelidir.
Anne dinlediği müzikten sonra yapacağı etkinliği, bebeğin duyabileceği yükseklikteki bir sesle anlatmalıdır. Örneğin, on dakikalık bir müzik dinletisinden sonra, “Şimdi banyo yapacağız”, “Yemek yiyeceğiz”, “Uyuyacağız” veya “Yürüyüşe çıkacağız,” demelidir. Her etkinliğe özgü farklı bir müzik parçası seçilmeli ve etkinliklerden önce dinletilecek müziğin aynı olmasına dikkat edilmelidir. Belli bir süreden sonra bebek, dinlediği müziğin ardından hangi etkinliğin yapılacağını anlayabilir. Bebeğin yaşamsal eylemlerini önceden bilmesi onu rahatlatır ve kendini zihinsel, bedensel ve duygusal açıdan eyleme hazırlar. Örneğin, uykudan önce rutin olarak dinletilen müziği dinlemeye başladığında beynindeki uyku ile ilgili süreçleri başlatır ve uykuya hazır hale gelir.
Küçük İnsan