Cildinde sivilce sorunu olanların, iz ve cilde daha genç bir görünüm kazandırmak isteyenlerin son dönemlerde en çok tercih ettiği yöntemlerden biri de altın iğne uygulamasıdır. Altın iğne uygulaması hakkında bilinmesi gereke tüm detayları bir araya getirdik! Altın iğne uygulaması etkisi ne kadar sürer? Kimler altın iğne uygulaması yaptıramaz? İşte tüm sorularınızın yanıtını Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Figen Akın yanıtladı.
SİVİLCE İZLERİNDEN KURTULARAK DAHA GENÇ BİR GÖRÜNÜM SAĞLIYOR!
Daha güzel ve genç görünmek, hiç değişmeyen ve tazeliğini her zaman koruyan bir istek. Estetik alanındaki gelişmelerin her geçen gün arttığını ve son günlerde “Altın İğne”nin en çok konuşulan cilt gençleştirme yöntemlerinden biridir. Güvenli bir anti-aging yöntemi olan ‘Altın İğne’nin hedefi, cildin esnekliğini ve pürüzsüz görünümünü sağlayan kolajeni tetikleyerek, cildi yeniden genç ve canlı görünümüne kavuşturmak. Altın İğne cilt gençleştirmenin yanı sıra sivilce, yara ve leke tedavisinde de kullanılıyor.
Tıp teknolojilerindeki gelişmeler her geçen gün daha konforlu tedavi yöntemlerinin ortaya çıkmasını sağlıyor. Cilde gençlik aşılayan altın iğne uygulamasının (Fraksiyonel Multipolar İğneli Radyofrekans) özellikle ince kırışıklıkların azaltılmasında, sivilce (akne) ya da yara izleri gibi cilt sorunlarının çözülüp cildin sıkılaştırılmasında sıklıkla kullanılmaya başlanan bir yöntem olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Figen Akın, “Özellikle kış mevsiminden yorgun çıkan ciltler için ideal bir tazeleme fırsatı olabilir. Radyofrekans cihazının ucundaki başlıkta yer alan iğnelerde altının tercih edilmesinin iki nedeni var. Birincisi paslanmaz özelliğinin bulunması, ikincisi ise ısıyı iyi ileten bir metal olması” dedi.
ALTIN İĞNENİN ETKİSİ NE KADAR SÜRÜYOR?
Radyofrekans tekniğinin titreşimli radyo dalgalarının su molekülleri ile etkileşmesi sonucu ortaya çıkan enerjinin, ısıya dönüşmesi esasına dayanan bir cilt gençleştirme yöntemi olduğunu anlatan Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Figen Akın, “Özel olarak tasarlanan RF cihazının altın iğneli başlığı, uygulanacak cilt yüzeyine temas ettirildiğinde iğneler de mikro delikler oluşturarak cilt altına iniyor.
Bundan sonrasında da iğne ucundan cilt altına gönderilen RF ile kolajen ve elastin üretimi tetiklenmiş oluyor” şeklinde konuştu. Uygulamanın 30 dakika sürdüğünü ve seans aralığının 3 hafta aralığında olduğunu belirten Dr. Figen Akın, “Kırışıklık ve cilt kalitesinin artmasına yönelik uygulamalarda etkinin görülebilmesi için, 3-4 hafta aralıklarla 2-3 seans, yara ve sivilce izlerinin giderilmesi için daha fazla uygulama gerekir. Etkisini 2-6 ayda görmek mümkün” dedi.
ALTIN İĞNE YAPTIRMAK İÇİN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Uygulama öncesinde dikkat edilmesi gereken birkaç husus olduğuna değinen Dr. Akın, “Tedavinin bir hafta öncesi ve sonrası kan sulandırıcı ilaçlar, ağrı kesicilerin kesilmeli, iki ay öncesinde sistemik isotretinoin tedavisi sonlandırılmış olmalı, tedavi edilecek alana son üç ay içinde zımpara yöntemi, derin kimyasal peeling, lazer, radyofrekans gibi işlemler uygulanmamış olmalı, tedavi edilecek alana son bir ay içinde Botox, dolgu ve yağ enjeksiyonu gibi uygulamalar yapılmamış olmalı ve tedavi edilecek alanda dövme veya kalıcı makyaj olmamalı” uyarısında bulundu.
ALTIN İĞNE YÖNTEMİ NERELERDE KULLANILIR?
Cilt gözeneklerinin sıkılaştırılması, cildin sıkılaştırılması, cilt kalitesinin artırılması, ciltteki ince kırışıklıkların giderilmesi, yara izi, ameliyat yeri izlerinin tedavisi, sivilce tedavisi, sivilce izlerinin giderilmesi, gebelik ve kilo alıp vermeyle oluşan cilt çatlaklarının giderilmesi, leke tedavisi, altın iğne yönteminin uygulanamayacağı kişiler:
ALTIN İĞNE UYGULAMASINI KİMLER YAPTIRAMAZ?
Vücudunda metal protezi veya kalp pili olanlar, otoimmün hastalığı olanlar (SLE gibi), radyoterapi tedavisi altında olanlar, kolajen vasküler hastalığı olanlar (Skleroderma gibi), uygulama bölgesinde yara veya dermatiti (uçuk, psoriasis gibi) olanlar, gebeler ve emziren anneler, aktif kanser tedavisi gören hastalar,
tedavi edilecek alana son üç ay içinde cerrahi müdahale (yüz germe veya gözkapağı cerrahisi) uygulanmış hastalar, keloid gibi kötü yara iyileşme öyküsü olan hastalar, cildi çok ince, aşırı kuru olan ve yağ dokusunun iyi olmadığı hastalardır.