CİSED Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, erkeği suya benzeterek, girdiği kabın şeklini aldığını söyledi. Bir ilişkide kadının, erkeğin en temel beklentisi olan kadınının “bir numarası olma” ihtiyacını karşıladığında erkeği avucunun içine almış olacağını ifade eden Keçe, kadınların en büyük hatasını erkeğe kendisini kral gibi hissettirmemek olarak tespit etti. “Bir de buna güç ve iktidar savaşının eklenmesi tuz biber olur” diyen Keçe, kadınların yaptığı bir başka hatanın, erkeklerin “Kadınca” dilini bildiklerini varsaymaları ve “Ben demeden ne istediğimi anlamalı!”, “Ben demeden istediğim şeyleri yapmalı!”, “Ancak o zaman beni sevdiğine inanırım” şeklinde düşünmeleri olarak belirledi. Erkeler açısından ‘Kadınca’nın öğrenilmesi çok zor bir dil olduğunu kaydeden Keçe, erkeğin bu dili öğrenebilmesi için iyi bir kılavuza ihtiyacı olduğunu söyledi. Kadınların, istek ve arzularını erkeklerin kendiliğinden anlamasını ve yerine getirmesini beklemek yerine açık, net ve dolaysız olarak erkeğe kılavuz olması gerektiğinin altını çizen Keçe, “Ama kadının kesinlikle erkeği değiştirmeye çalışmamaları gerekir.
Çünkü bu ters tepen bir silahtır. Kadın, erkeği değiştirip düzeltmeye çalıştığında erkek kontrol edildiğini, yönlendirildiğini, reddedildiğini ve sevilmediğini hisseder. Kadın erkeği ne kadar değiştirmeye çalışırsa, erkek de değişmemek için o kadar direnç gösterir. Ama erkek sevildiğini, beğenildiğini, takdir edildiğini hissettiğinde kadınını mutlu etmek için kendiliğinden değişmeye başlar” şeklinde konuştu.
85
Kadınların ne istediğinin çok tartışılan bir konu olduğunu ifade eden Psikoterapist Cem Keçe; “Erkeklerin sürekli olarak üzerinde düşündükleri fakat bir türlü bulamadıkları sorunun cevabı aslında çok basit… Kadınlar, kendilerini dinleyen ve anlayan, sahiplenme duygusu olan, dokunarak ve bakarak sevgisini ifade eden, anlayışlı erkekler isterler.
Her şeyden önce ‘arzulanmak isterler’. Kadınların kendilerinin yenilgiye uğradıklarını düşündükleri ve savaşamayacak kadar aciz kaldıkları tek şey kendilerini değersiz hissetmeleridir. İşte size kilit noktası; kadınlar çoğu kez değerli olduklarını hissetmek isterler! Bunu hissettirebilmek için erkek kadınının gururunu okşamalı, her akşam en az yarım saat elini tutup, gözlerinin içine bakarak sadece onu dinlemeli ve anladığını göstermeli, şefkatli olmalı ve her daim arkasında olduğunu hissettirmelidir” dedi.
86
Psikoterapist Cem Keçe, erkekler için eşlerinin güzel, seksi, cazibeli olması kadar güler yüzlü ve tatlı dilli olmasının ve kendisine ihtiyaç duymasının da önemli olduğunu söyledi. İlişkilerde başlangıçta çok daha fazla öneme sahip olan güzelliği ve çekiciliği geçici olarak dile getiren Keçe şunları kaydetti: “Erkeklerin içinde birer beyaz atlı prens vardır aslında. Her şeyden çok sevdiği kadını korumak ve gözetmek isterler. Yardım etmeye hazır bir halde bekleyen erkekler, kendilerine ihtiyaç duyulduğunu görmekten hoşlandıkları için eşlerinin dişi olmasını isterler. Aslında erkeklerin ideal kadın imajının belirleyicisi dişilikten, diğer bir deyişle, kadının dişilik özelliklerini kullanabilmesinden geçer. Kadının dişil enerjisini açığa çıkarabilmesi için sadece yatakta değil, günlük yaşamda, arkadaşları arasında, iş yerinde, markete giderken ve her zaman kadın olduğunu hissettirmesi gerekir.
Ayrıca, erkekler eşlerinin kendilerine danışmasından, ihtiyaç duyduğunu görmekten ve onların isteklerini gerçekleştirmekten övünç duyarlar. Ancak bunun için de övgü dolu sözlere, desteklenmeye, kısacası pohpohlanmaya ve onurlandırılmaya ihtiyaçları vardır. Eşleri tarafından kusurlarının görülmesinden ve hatalarının yüzlerine vurulmasından hoşlanmazlar. Diğer bir değişle, iyi bir şey yaptıklarında, bunun hemen onu görülmesini ve övgü dolu sözlerle takdir edilmesini beklerler.”
87
CİSED Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, her şeyin fazlasının bir yerlerde bir şeyleri bozup değiştirdiğini belirterek, istemediği bir yakınlığa muhatap olan, anne şefkatiyle çok fazla sevgiye boğulan erkekler için de durumun bu şekilde olduğunu söyledi. Aşırı şefkatli sevginin, ilginin ve anaç tavırların erkeği çocukluğuna ve annesiyle olan bağlanma ilişkisine götürdüğüne dikkat çeken Keçe, çocukken annesi tarafından kendi yiyebildiği halde yedirilen, içirilen, giydirilen adeta annesine yapışık olarak aşırı sevgiyle büyütülen erkeklerin, bu tür bir ilgiyi yetişkinliklerinde de kadınlardan gördüklerinde bunu bir tehdit gibi algıladıklarını söyledi.
Bu tip erkeklerin bir süre sonra, kadını sevgilisi gibi değil, annesi gibi görmeye başladığını belirterek, “Bu erkekler boğulma ve yutulma endişesiyle çocukken annelerine gösteremedikleri tepkileri kadınlara gösterirler. Kendini küçük bir çocuk gibi hissetmeye başlayan erkek rüştünü ispat etmek için uzaklaşır ve kaçar. Çünkü bu denli yakınlık erkelerin ruhuna aykırıdır. Erkeklerin ilişkilerinde uzaklaşma ve yalnızlığa, kadılarınsa yakınlaşma ve temasa ihtiyaçları vardır” uyarısında bulundu.
88
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.