Yalnızlığın yaygın tanımlarının aksine yalnızlık, yalnız ve tek başına olma durumu değil, tek başına olduğunu ve yalnız olduğunu hissetme durumudur. Yalnızlık kişide boşluk duygusuna neden olur. Yalnızlık pek çok uzmana göre ille de yalnız başına olmak anlamına gelmez. Daha çok yalnız başına olmayı kavramak ve izole olmak anlamına gelir. Tam bu noktada izolasyonun anlamı ön plana çıkar ki izolasyon soyutlanmak bir ortamdan ya da durumdan ayrı tutmak ya da tutulmak demektir. Örneğin bir üniversite öğrencisi ya da bir asker kendini çevresinde onlarca insan ve yaşıtı arkadaşı varken yalnız hissedebilir. Burada önemli olan söz konusu kişilerle olan paylaşımıdır.
Yalnızlığın elbette bir çok sebebi olabilir. Örneğin anne babası boşanmış bir çocuğun yaşadığı yalnızlık aile temellerine dayanmaktadır. Yada terkedilmiş bir kadının yaşadığı yalnızlık korkusu, güvensizlik ve yine terkedilmek korkusunun nüksetme durumudur. Yani biz bilmesekte, fark etmesekte yalnızlık korkumuzun temelinde yatan bir psikolojik durum mutlaka vardır.
Uzun süre yalnız kalmış, ilişki kurmamış insanlar yeni bir ilişkiye başlamaya korkarlar mesela. Cesaret edemezler, neden olduğunu bilmeksizin adım atmak istemez ve kabuklarına çekilirler. Belki de bu yersiz korkuları yüzünden hayatlarının aşklarını kaçırdıklarının asla farkında değillerdir.
Böyle durumlarda ne yapmak gerekir diye sorarsanız, öncelikle kendinizi bir dinlemenizi tavsiye ediyoruz. Kendinize şu soruları sormalısınız; ''ben kimim, nasıl biriyim, ne istiyorum, nasıl yaşamak istiyorum, şuan mutlu muyum ve nasıl mutlu olabilirim?'' eğer bu soruların cevabını siz kendinize verebiliyorsanız henüz yalnızlık korkunuzun başındasınız demektir, ama sorulara hiç bir cevap bulamıyorsanız kronik bir yalnızlık durumuna hapsolmuş olabilirsiniz. Böyle durumlarda yapılacak en mantıklı şey, mutlaka bir uzmana başvurmak olmalıdır.