Meteora ismi “Gökyüzünde asılı kalan” anlamına gelmektedir ve ortalama 300 mt. yükseklikte, kaya tepesine kurulu manastırlardan oluşmaktadır. Yunan Devleti’nce, kutsal, dokunulmaz ve değiştirilemez alan ilan edilen bölge ayrıca,1988 yılında Unesco Dünya Mirası listesine alınmıştır.
Kayaların tepesine kurulu manastırların bulunduğu noktada vadi manzarası muhteşemdir ve manastırlar ilk görüldüğünde, yüzyıllar önce nasıl yapıldığı, izleyicisinde merak uyandırmaktadır.
11’nci yüzyıldan itibaren, kayaların tepesinde, aşınmış mağaraların içinde yapılı hücreler, inzivaya çekilen Ortodoks rahiplerce ibadet alanı olarak kullanılmıştır. Tepelerin üstüne manastır inşası da 14’ncü yüzyılda başlamıştır. Erişimi zor, dik kayalıkların üzerinde bu manastırların yapılma nedeni; Allah’a daha yakın olmak ve manastır içerisinde bulunan eserleri, yağma ve saldırılardan koruma isteği dışında, Osmanlı İmparatorluğu’nun saldırılarılarına karşın, Ortodoks kilisesini koruma niyeti gösterilmektedir.
Manastırların yapımında, sepetler ve ipten yapılan fileler, asansör gibi kullanılarak malzemler taşınımış ve bu fileler, malzemelerin taşınması yanında, manastırlar arası ulaşımda da kullanılmıştır. İnanışlarına göre, file halatlar, “tanrı onların kopmasına izin verdiğinde” değiştirilirmiş.
İnsanların bu manastır tepelerine nasıl ulaştığını merak edenler için yukarıda yer alan fotoğraf, 1908 yılında “Fred Boissonnas” tarafından çekilmiştir.
Sosyal medyada bulunan diğer bir fotoğraf karesi.
Günümüzde, kayalar oyularak yapılan merdivenler sayesinde, manastırlar rahatlıkla ziyaret edilmektedir. Ancak, çok sayıda merdiven olması nedeniyle, isteğe göre rahat ayakkabılar tercih edilebilir.
Meteora’nın bulunduğu bölgenin göl olduğu ve yaklaşık 60 milyon yıl öncesinde, doğa hareketleri (büyük bir deprem sonrası suların denize dökülmesi) ile göl tabanının yeryüzüne çıktığı ve zaman içindeki kuvvetli rüzgar ve yağmur erozyonu sonucu kayaların şekillenerek şimdiki halini aldığı tahmin edilmektedir.
İlk yapıldığında 24 adet manastır inşa edilmiş olsa da 6 tane manastır bugüne ulaşmıştır. Günümüze ulaşan ve halen açık olan Manastır isimleri; Agia Triada (Holy Trinity), Varlaam, Aziz Nikolaos Anapafsas, Roussanou, Megalo Meteoro or Metamorphisis (en büyük ve müze olarak kullanılır.), Aziz Stefanos manastırları. Günümüzde, Meteora manastırlarında yaşayan rahip ve rahibeler, yüksek lisans
derecesine sahip, seçilmiş kişilerden oluşmaktadır.
Manastırların içinde, müzeler, şapeller, sergi salonu, mahzen, el yazmaları vb. bulunmaktadır. II. Dünya Savaşı sırasında manastırlar bombalanmış ve içerisinde bulunan sanat eserleri de çalınmıştır.
Meteora, gün batımı görüntüsüyle de popüler yerler arasındadır.
Meteora’da aynı zamanda tırmanma ve yürüyüş aktiviteleri yapılmaktadır. Dünyanın bir çok yerinden dağcılar bölgeye gelmektedir.
Manastır girişlerinde, erkeklerin şortla girmesine izin verilmemektedir. Kadınların da uzun etekli ve kollarının kapalı olması istenmektedir, ancak kadınlar için girişte ücretsiz şal verilmektedir. Mevsim ve güne göre değişkenlik gösterse de manastırlar ziyarete açıktır ve her bir manastır giriş ücreti 3 EURO’dur. Kalambaka şehrinin hemen yakınında yer alan Meteora’nın Dedeağaç ile arası yaklaşık 4 saattir ve biz de İstanbul’dan Dedeağaç’a otobüsle gelerek, devamında kiraladığımız aracımızla buraya ulaştık. Kalambaka ile Meteora arası da 5-6 km.dir.
"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."