Lofoten Adaları Gezi Notları

Lofoten Adaları, Norveç sınırları içindedir ve bu ülke, yoğun şehir hayatından kurtulmak, doğa ile baş başa kalmak isteyenler için adeta cenettir. Işıl ışıl parlayan denizleri, tepeleri, fiyortları, yeşil alanlarıyla her mevsim inanılmaz doğal güzelliklere sahiptir. Büyüleyici manzara karşısında, kendinizi bir masal diyarında sanır ve bir kez gördüğünüzde, bir kez daha görmek için çaba sarf edersiniz. 

Lofoten Adaları da Norveç’in Kuzey Kutup Dairesi’ndeki Nordland Bölgesi’nde, birbirine köprü ve tünelle bağlı adalardan oluşur. Adalar, geçmişte bilinmeyen gizli güzellikleri ile gezginlerin merakını çekerken, günümüzde biraz da instagram sayesinde oldukça bilinen, popüler yerler arasındadır.

Lofoten Adaları’nda yerleşim çok fazla değildir. Renkli, ahşap ve az katlı evleri, kışın karlar arasında kalmış, dağların eteklerinde rengarenk balıkçı köyleri ile görülmeye değer bu adaları, hem kış hem de yaz mevsiminde olmak üzere biz de iki kez ziyaret ettik.

Lofoten Adaları, keskin kayalıkları, ışıl ışıl parlayan suları, yürüyüş parkurları, sarp dağları, görkemli fiyortları, balıkçı köyleri, yazın yirmidört saate varan gece yarısı güneşi ve bunun karşısında kış aylarında görünen Kuzey ışıkları ile çok farklı güzelliklere sahiptir.

Lofoten Adaları’nın en güzel yerleşim yerlerinden bir olan Reine, 1970 yılında Norveç'te büyük bir haftalık dergi tarafından “Norveç’te en güzel yer olarak” seçilmiştir.

Lofoten Adaları’nın en ilgi çekici yerlerinden biri de kuşkusuz Rorbuer adı verilen kırmızı ve beyaz boyalı geleneksel balıkçı evleridir. Karada inşa edilen bu evlerin bir ucu, gemilerin rahat ulaşım sağlaması için sudaki direklere dayanır. Günümüzde balıkçılardan çok turistlere hizmet eden bu evlerde, bir evin ihtiyaç duyabileceği tüm malzemeler bulunur. Adalara yaptığımız gezimiz sırasında
biz de bir gece Rorbuer’de konakladık ve çok memnun kaldık.

Lofoten Adaları’na kışın gidildiğinde, şans yaver giderse Kuzey ışıkları da görülür.

Karlar arasında kalmış rengarenk evleri, karla kaplı dağları ile kışı da ayrı bir güzel olan adalar, her mevsim ve zamanda ziyaretçilerini memnun etmeye hazırdır.

Lofoten Adaları’nda, geçim kaynaklarından biri de balıkçılıktır.

Kış aylarında balıkçılar tarafından avlanan morinalar, adaların genelinde geleneksel yöntemlerle kurutulur.

Balıkların gövdeleri satılmak üzere, kafaları da bir sonraki sene av niyetine, ayrı ayrı kurutulur.

Lofoten Adaları’nın tek olumsuz yanı, o da soğuk havaları sevmeyenler için aşırı soğuk olmasıdır buna karşın gene de manzarası muhteşemdir.

Reinebringen

Adaların belki de en popüler yürüyüş yeri Reinebringen’e kısa, dik ve yorucu bir tırmanışla çıkılır ama hedefe eriştiğinizdeki manzarası büyüleyicidir.

Tehlikeli olması nedeniyle, parkurun ziyaretçilere yasaklandığını ve 2018 yazında tamamlanmak üzere çalışmalar yapıldığını döndükten sonra öğrendik. Günümüzde çalışmalar tamamlandı mı bilemem ama doğada yürüyüş severler için kolay görünen tırmanış sırasında belki de aşırı yorgunluktan, oldukça zorlandığımı ve bir iki kez yolun yarısından dönmek istediğimi çok iyi biliyorum.
(*)

Gece yarısı güneşi (yaz aylarında, birkaç hafta boyunca, güneşin hiç batmadığı zamanlar) Lofoten Adaları’nı da kapsar ve biz de bu zaman diliminde orada olduğumuz için, akşamın ilerleyen saatlerinde Reinebringen’e tırmandık. Burada yer alan fotoğraflar da saat 23.00’ten sonra, tripod olmadan çekilmiştir. Işık nedeniyle aksaklıklar olsa da gündüz çekimlerini aratmayacak renkte fotoğraflar geç saatlerde de rahatlıkla çekilmektedir.

Lofoten Adaları, benim için ilk kez tesadüf eseri belgeselini izlediğim, hep gitme hayalleri kurduğum
yerdi ve umarım ki bir gün, cebimizde taşıdığımız tüm hayallerimiz gerçekleşir ...
Sevgiler...

(*) Nadir Özsoy tarafından çekilmiştir.

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."