Eurofertil Tüp Bebek Merkezi Medikal Direktörü Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Hakan Özörnek’in bir yıldır yürüttüğü deneysel çalışmayla, tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkisine bağlı ölüm riski ortadan kalkarken, gebe kalma şansında da artış kaydedildi.
Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkisiyle oluşan ve 100 kadından 2′sinin ölümüyle sonuçlanan ”Yumurtalıkların Aşırı Duyarlığı Sendromu”, Eurofertil Tüp Bebek Merkezi Medikal Direktörü Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Hakan Özörnek’in bir yıldır yürüttüğü deneysel çalışmayla sorun olmaktan çıktı.
Tüp bebek tedavisinde yumurta sayısını artırmak amacıyla kadınlar tarafından kullanılan ancak yumurtalıkların büyümesinden karın ve belde ağrıya, şişkinlikten karında ve akciğerde sıvı toplanmasına kadar pek çok soruna yol açan ilaçlar, artık anne adayları için bir tehlike oluşturmayacak. Özörnek’in bu çalışması sonrasında, riskli grupta yer alan kadınların, gebe kalma şansı daha da artmış oldu.
Ayrıca tüp bebek tedavisinde yumurta sayısını artırmaya yönelik kullanılan ilaçların, aslında pek de masum olmadığını belirtti.
İlaçların kullanımına bağlı olarak tüp bebek tedavisi gören her 100 kadından 2′sinde görülen; yumurtalıkların büyümesi, karın ve belde ağrı, şişkinlik, karında sıvı toplanması, mide bulantısı, kan değerlerinin değişmesi, akciğerlerde sıvı toplanması gibi şikayetlerin, ileri boyutlara taşındığında ölüme dahi neden olabildiğini ifade eden Özörnek, ”Özellikle polikistik over hastaları daha çok risk altındaydı. Dünya çapında bu riski ortadan kaldırmak için uygulanan tedavi yöntemleri tüp bebek tedavisindeki başarının yani gebelik şansının azalmasına neden oluyordu. Artık şu anda başta ölüm riski olmak üzere kadınlarda meydana gelen bu şikayetler bir yıldır gerçekleştirdiğimiz deneysel çalışma sonrasında tamamen ortadan kalktı, gebe kalma oranlarında da artış meydana geldi” diye konuştu.
Doğru doz riskleri yok edecek
Özörnek, tüp bebek ilaçlarının doğru dozda kullanılmalarının büyük önem taşıdığını ve bugüne dek doğru dozun bulunamamış olmasının ölüme dek varan pek çok riskleri doğurduğuna dikkati çekerek, yaptığı deneysel çalışmanın detaylarına ilişkin şu bilgileri verdi:
”Tüp bebek yoluyla çocuk sahibi olmak isteyen anne adaylarına, tedaviye destek amacıyla ‘progesteron’ hormonu vermekteyiz. Bunun yanına ‘östrojen’ hormonu eklemek de gerekiyordu, ancak onun da dozu önemliydi. Yaklaşık bir yıldır sürdürdüğümüz çalışmalar neticesinde, bunları hangi dozda kullanacağımızı araştırdık ve doğru dozu bulduk. Bunun sonucunda ilaç reaksiyonu ve buna bağlı ölüm riski ortadan kalkarken, gebe kalma konusunda da bir başarı ve artış sağlandı.”
Bu deneysel çalışmanın sonuçlarını, geçen haftalarda İstanbul’da düzenlenen Avrupa Üreme ve Embriyoloji Derneği’nin (ESHRE) yıllık toplantısına dünyanın çeşitli ülkelerinden katılan 9 bin meslektaşına sunduğunu belirterek, ”Büyük emeklerle gerçekleştirdiğimiz ve ortaya çıkardığımız bu başarılı yöntem, şu anda tüp bebek tedavisinde kullanılmaya başlandı” dedi.