Hamilelik döneminde babası ya da başka bir aile üyesi büyük çocuğun bakımıyla ilgili yemek yedirme, banyo yaptırma, uyutma gibi işlere başlayabilir. Böylece anne hastanedeyken ya da bebekle meşgulken, çocuk kendini ihmal edilmiş gibi hissetmez ve yaşantısının değiştiği fikrine kapılmaz.
Kardeşler arasında kıyaslama yapmayın!
Anne baba, çocuğa “Kardeşin doğdu; ama senin dünyanda değişen bir şey yok, sana olan sevgimizde bir azalma yok” mesajını sadece sözcüklerle değil davranışlarla da iletmelidirler. Bu da ancak çocuğa zaman ayırmaya devam ederek onunla konuşarak, onunla ortak faaliyetlere girerek girerek ve ona sorumluluklar vererek olur.
Yeni doğan bebeğe aşırı sevgi gösterisinde bulunmak yerine, var olan sevgiyi ilk andan itibaren paylaştırabilmeyi hedeflemek daha doğru olacaktır. Bebeğe sevgi gösterdikten hemen sonra panik içinde çocuğa da aynı şeyi yapmaya çalışmak, doğallığın kaybolmasına ve çocuğun kendisinin zorla sevildiği gibi yanlış bir fikre kapılmasına neden olacaktır.
İlginizi tek bir çocuğun üzerine toplamayın!
En iyi niyetli misafirler bile, sadece bebekle ilgilenip büyük çocuğu unutma eğilimi içindedirler. Yakınların yalnızca bebekle ilgilenmemelerini, büyük çocuğa da alışık olduğu tarzda ilgi ve sevgi göstermelerini söylemek; “kardeşin doğduğunda senin pabucun dama atıldı” gibi sözler söylememeleri konusunda uyarmak işe yarayacaktır.
“Sessiz ol, kardeşin uyuyor” gibi sözlerle çocuğun yaşantısını bebeğe göre ayarlamak, kıskançlığı arttıracaktır.
Kavgadan sonra çocuğa “Kim başlattı” sorusunu sormak çocukların birbirlerini suçlamasına neden olur.