Akran zorbalığına okullarda çok sık rastlandığını söyleyen Deniz Temur, "Bir çocuğun ya da ergenin, bir başka çocuğu sistemli ve sürekli bir şekilde aşağılaması, küçümsemesi, dalga geçmesi, fiziki baskınlık kurması gibi tekrarlayıcı nitelikteki saldırılara akran zorbalığı denir" dedi.
ZORBALIKLA ŞİDDETİ KARIŞTIRMAYIN
Yetişkinlerin fiziksel bir darbe olmadığı sürece çocuk ve ergenlerin davranışlarını önemsememe, görmezden gelme eğilimleri olduğununun altını çizen Deniz Temur, zorbalık yapan çocukların çoğunlukla 'şaka' kisvesi altında kendilerini gizlediklerini ve büyüklerinde zorbalığa maruz kalan çocuğa 'arkadaşın o senin, şaka yapmış gibi' telkinlerde bulunarak çocukları yalnız bıraktıkları uyarısında bulundu. Deniz Temur şöyle devam etti:
"Sözkonusu zorbalık olunca yetişkinler bu durumu şiddet ve saldırganlıkla karıştırıyor. Bir çocuğun zorbalığa maruz kalması için ille de fiziksel bir şiddet görmesi gerekmez. Zorbalığı ayırt eden en büyük özellik sürekli devam etmesidir. Yani her okul günü ve mesela her teneffüs devam eder. Çocuklar arasında bir güç dengesizliği bulunur.
Örneğin zorbalık yapan çocuk fiziken daha gelişmiş olabilir yada ekonomik olarak daha iyi durumda olabilir. Bunun dışında zorbalığa uğrayan çocukların farklılıkları da zorbalık sebebi olabilir. Örneğin farklı renk saça sahip olmak, boyunun kısa olması gibi. Bu tip durumlarda grup içinde aşağılama, baskı ile sürekli istediklerin yaptırma gibi sistemli bir işkence alanı oluşturulur. Genellikle zorbalığa maruz kalan çocuklar grup dışına itilerek yalnız bırakılır."