Meleğin hayali diyetisyenlik
Tülin Şahin, Hello! dergisinin 7'nci yaş günü özel sayısı için Victoria's Secret meleği Isabeli Fontana'yla söyleşi yaptı.
Biliyorum ki sen tam bir sahil insanısın. Çocuklarını
alıp hep sahile gidiyorsun değil mi?
Evet, her zaman! Onlarla boş vaktimde hemen sahile gidiyoruz. Sao Paulo’yu çok seviyorum. Tüm tatillerimi her zaman kendi ülkemde geçiririm. Ve kendi ülkemde yaışıyorum. Tıpkı senin gibi Tülin. (Gülüyor). Bu konuda birbirimize çok benziyoruz. İkimiz de kendi ülkelerimizi çok seviyoruz, destekliyoruz.
Defilede yürürken aklından neler geçiyor?
Tabii ki güzel görünmek istiyorum. Ama tek istediğim veya düşündüğüm o değil. Kıyafetin iyi durmasını da düşünüyorum ki satsın. Ben tam bir ‘işkadınıyım’. Farklı farklı kadın karakterleri sergilemeyi seviyorum. Çok hoşuma gidiyor bu. Ama bunu yaparken doğal durmasına özen gösteriyorum.
Ne tarz makyaj yapmayı seviyorsun?
Sophia Loren’in makyaj tarzını çok seviyorum.
Bu vücut için çok çalışıyorum
Victoria’s Secret meleği olmak nasıl bir duygu?
Ben hiçbir zaman VS meleklerinden olmadım. O melekler ayrı bir gruptu. Ama her zaman defilelerinde olmaktan çok büyük gurur duydum. Çünkü Amerika’da bu çok büyük bir olay.
İki çocuk ve bu harika vücut... Nasıl oluyor bu Isabeli?
Bu vücut için çok çalışıyorum. Çok spor yapıyorum. Yemek de çok yiyorum tabii. Dövüş sporları yapıyorum. Her şeyden yerim ama az yerim. Her şeyin tadına bakarım ama bu, hepsini yiyeceğim anlamına gelmez. Ben sağlıklı beslenme uzmanı olmak istiyorum ileride.
Trendleri takip ediyor musun?
Hayır (gülüyor), benim için trend, ‘kendin ol’ demek!
Kaç yıl oldu bu işe başlayalı?
15 yıl oldu.
İşimiz gereği yaptığımız seyahatleri seviyor musun?
Evet çok güzel, çok zevk alıyorum. Her anının tadını çıkarmaya çalışıyorum mesleğimin. Çünkü rutin bir ofis işi gibi değil. Hep canlı tutuyor her şeyi. Ama eskiden böyle değildim. Nefret ederdim. İlk başlarda işimden sadece nefret ediyordum.
Ne kadar sürdü bu durum?
Tam 7 yıl sürdü. 7 yıl boyunca mesleğimden nefret ettim. Yine bir iş, yine çekim diye söylenirdim hep. Manasızdı. Hayatım kaçıyor, ne yapıyorum ben diye hep düşündüm o süreç boyunca.
Peki son sekiz senedir seviyorsun. Ne değiştirdi?
İlk oğlum olduktan sonra her şey değişti. Hayatı sevmeye, daha farklı bakmaya başladım.