Sonbahar mevsiminde gelişen yorgunlukla baş etmenin yolları!
Sonbahar yorgunluğu ile nasıl baş etmemiz gerektiği konusunda Amerikan Hastanesi Psikiyatri Bölümü Dr. Gülçin Sarılgan’ın tavsiyelerine göz atalım.
Yaz aylarının bol ışıklı, tempolu, uzun soluklu ve hafif günleri artık geride kalıyor. Bir yıl boyunca iple çekilen tatili bitirip işe veya okula döndünüz. Bu geçişte adaptasyon süreci her zaman kolay olmayabilir. Çünkü sonbaharla birlikte daha yavaş ve sakin bir döneme geçilir. Bu dönem kişide sıkıntıya, kaygıya neden olabilir.
Havaların kötüleşmesi açık alanlardan tekrar güneşsiz kapalı
alanlara gidilecek olması keyifsizlik ve mutsuzluk verebilir. Aynı
zamanda bu dönem iş hayatında alınması gereken kararlar ve yılsonu
hedeflerine ulaşmak için artan beklentilerin olduğu bir dönemdir.
Okulların açılması ve derslere konsantre olma güçleşebilir. Kişi
genellikle kendisini daha hüzünlü hisseder; ayrıca bazen
ilişkilerinde daha tahammülsüz olur ve reddedilmeye karşı aşırı
duyarlılık geliştirebilir. Bu duruma enerji azlığı ve yorgunluk
hali eklenebilir.
Kişi normale göre daha fazla uyumasına rağmen sabah uyanmakta güçlük çekmeye başlar. Yataktan kalkmak istemez. Keyif aldığı alanlara karşı heves ve ilgi kaybı gelişir, hayata karşı karamsarlık başlar. Daha fazla yemek yemeye başlar ve kilo alımı gelişebilir. Cinsel enerjide azalma görülebilir.
Kişinin sonbahar mevsiminde gelişen ve yorgunluk hissiyle başlayan
bu durumla baş etmesinin yolları ise;
Kısa süreli hedefler –projeler belirlemek,
Yeni şeyler öğrenmek,
Sosyal aktivitelere katılmak,
Edebiyat, sanat ve müzikle ruhu beslemek,
Yeni yerler görmek, kısa seyahatler yapmak
Geçmiş yaşantısıyla ilgili keşkeleri bırakmak,
Günışığından daha çok yararlanmak için hava bulutlu olsa bile evden
dışarı çıkıp kısa yürüyüşler yapmak,
Dinlenmeye ve gevşemeye kendinize izin verebilmek,
Beden-zihin çalışmaları (Yoga, meditasyon, masaj ve nefes
çalışmaları) yapmak,
Akşam saatlerinde aynı saatte uyumak önemlidir çünkü gün ışığındaki
azalma ile kişinin biyolojik iç-saatinin (circadian ritmi)
bozulmasına sebep olur. Ortalama 7-8 saat uyku bu dönemde
yeterlidir.
Sabah saatinde kısa yürüyüşler yapmak, düzenli egzersizi hayata
katmak,
Beslenmeye dikkat etmek, şekerli gıdalardan uzak durmak,
Alkol; sıkıntılı iken tüketmemek/olağan içilen miktarını
aşmamak,
Psiko-aktif maddelerden uzak durmak,
Kahve miktarını kontrol etmek
Kişi eğer kendi başına bu süreci aşamıyorsa mutlaka bir psikiyatri uzmanın görüşünü almalı çünkü depresif belirtiler şiddetlenip ‘Mevsimsel Özellikli Depresyon’ gelişmiş olabilir. Özellikle geçmişinde Duygulanım Bozukluğu öyküsü olan, daha genç yaşlar, kadınlar ve ailesinde Duygulanım Bozukluğu olanlar risk altındadır.