Sorunlar ilaçla çözülmez!
Son zamanlarda giderek artan psikolojik rahatsızlıkların sadece ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılmasının hata olduğuna dikkat çeken Psikiyatrist Dr. Ayla Aysev, dikkat edilmesi gerekenleri anlatıyor!
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana bilim Dalı öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayla Aysev, psikiyatrik ilaçlarda son 20-30 yılda meydana gelen olağanüstü gelişmelerin, psikoterapiye ilginin azalmasına, ruhsal sorunların ilaçla tedavi edilebileceği gibi bir yanılgıya yol açtığını belirtti.
Psikoterapi geçerli bir yol
mu?
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve
Hastalıkları Anabilim Dalı bilimsel etkinlikleri kapsamında Prof.
Dr. Mualla Öztürk anısına düzenlenen sempozyumda, ruhsal sorunlara
yaklaşımda psikoterapi tartışılıyor.
“Çocuk ve Ergenlerde Psikoterapiler” temalı 3 günlük
toplantıyla ilgili bilgi veren sempozyum başkanı ve Ankara
Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve
Hastalıkları Ana bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayla Aysev,
psikoterapinin önemine işaret etti.
Ruhsal sorunlar ilaçla tedavi
edilebilir mi?
“Psikiyatrik ilaçlarda son 20-30 yılda meydana gelen olağanüstü
gelişmeler psikoterapiye karşı ilginin azalmasına, ruhsal
sorunların ilaçla tedavi edilebileceği gibi bir yanılgıya yol açtı.
İnsan biyo-psiko-sosyal bir bütündür. Böyle bir organizmaya sadece
ilaçlarla yardım edebileceğini düşünmek büyük bir yanılgıdır.
Psikoterapi duygusal ve davranışsal sorunlar veya güçlükler yaşayan
çocuk ve ergenlerin duygu, düşünce ve davranışlarında değişim
yaratmaya yönelik farklı teknikleri olan tedavi yöntemidir.”
400 farklı yaklaşımla
tedavi edilebilir
Psikiyatri biliminde 400 dolayında farklı psikoterapi
yaklaşımı bulunduğunu, izlenecek yaklaşımın, çocuk ya da ergenin o
anki yakınması, öyküsü, gelişimsel düzeyi ve tedaviye uyum
sağlayabilme becerisi dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini
vurgulayan Aysev, şunları kaydetti:
“Tedavide hangi yaklaşım uygulanırsa uygulansın, çocukları aileden
bağımsız ele almak mümkün olmadığından çocuğun psikoterapisinde
aile de terapi sürecine katılmalıdır. Günlük uygulamada psikanaliz
ve psikoterapi yapılmayabilir. Fakat çocuk ve ailenin
anlaşılabilmesi ve onlara yardımcı olunabilmesi için psikodinamik
kavramların ve psikoterapinin temel ilkelerinin bilinmesi ve
hastaya zaman ayrılması gerekir. Çocuk ve anne-babasıyla
karşılaştığımız andan itibaren psikoterapi başlar.”
Psikoterapinin bir zaman kaybı olarak düşünüldüğünü, ancak
bunun yanlış olduğunu vurgulayan Aysev, performans sistemiyle
hekimlerin hastalara ayırdığı zamanın azalmasının olumsuz
etkilerinin, psikiyatrik tedavilere de yansıdığını söyledi.
Performans sistemi nedeniyle psikoterapik yaklaşıma zaman
ayırmanın güçleştiğini ifade eden Aysev, toplantının,
psikoterapinin önemine dikkati çekmek amacıyla düzenlendiğini
bildirdi.
İnsana
dokunmak
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve
Hastalıkları Ana bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Birim Günay Kılıç da
psikoterapinin, emek verilen, varılan noktada da o emek ve çabaya
değen bir yolculuk olduğunu belirtti.
Psikoterapinin, öncelikle bir insan ilişkisi olduğuna işaret
eden Kılıç, “Çok sayıda tekniği olan bu tedavi yönteminde,
ilişkinin, bağlanmanın, insana dokunmanın hissedilmediği terapi,
terapi olamaz” dedi.
Her psikoterapi sürecinde terapistlerin de değişip
dönüştüğünü anlatan Kılıç, şöyle konuştu:
“Ruhsal bozuklukları sadece nörobiyolojik bakış açısı ve ilaçla ele
almak yetersizdir ve kişiye fayda sağlamaz. Psikoterapi vakit alan
ve emek isteyen küçük adımlarla ilerleyen bir süreçtir. Sadece
nörobiyolojik temeli bilmek yeterli değildir.”
Kılıç, sempozyum boyunca psikoterapi ana konusu çerçevesinde
bilgi ve deneyimlerin paylaşılacağını sözlerine ekledi.