Mutlu olmak yeterli mi gelir seviyesine göre değişiyor!
Mutlu ve yaşadığınız hayat çoğu zaman gelir seviyesiyle eş değerde! Kalıcı iyi oluş, anlık mutluluktan daha fazla hayatı güzelleştiriyor!
Mutlu ve tatminkar bir yaşama sahip olmak çoğu zaman gelir seviyemiz, harcama kolaylığımız ve hayatta satın alabildiklerimiz ve yapabildiklerimizle ölçülür. Uzm. Dan. Psikolog Psikoterapist Ani Eryorulmaz, yaşam tatmininin olumlu hayat koşullarından sadece kısa bir süre için etkileneceğini belirterek, “ Sahip olmak istediğiniz eve ve arabaya eriştiğinizde ilk altı ya da dokuz ay boyunca mutluluk seviyeniz artar ve ardından kademeli olarak bu ev ve arabaya sahip olmadığınız noktaya geri döner.” diyor.
Eryorulmaz duygusal bağışıklıkla ilgili görüşlerini ise şöyle özetliyor: Mutluluk hissimizin hem genetik, hem de çevresel faktörlerden etkilendiğini biliyoruz. Özellikle fiziksel ve duygusal olarak yaşanmış olan çocukluk travmaları; örneğin anne, baba tarafından ihmal, ailede anne, baba ve çocuk arasındaki sağlıksız iletişim, otoritenin fazla kullanılması, psikolojik ve duygusal taciz , ebeveynden birinin çocuğu terk etmesi veya boşanma gibi olaylar çocuklukta yaşanmış olsa da yetişkinlik hayatında bireyin fiziksel ve ruhsal sağlığını, öz benlik algısını ve dolayısı ile mutluluk seviyesini etkiler.
ÇOCUKTA YAŞANAN DUYGUSAL ZORBALIK KRONİK HASTALIKLARA NEDEN OLUYOR!
Çocuklukta yaşanan duygusal zorluklar, taciz ve travma yaratan olaylar bireyin 20 ya da 30 yıl sonra bile bağışıklık sistemi üzerinde etkili olup, kalp rahatsızlıklarından, diyabete, alerjiden, obeziteye, tüm dejeneratif ve kronik hastalıklara neden olur. Çocuklukta yaşanan bu tür duygusal travmalar bireyin benlik imgesini ve öz saygısını zedeler. Benlik saygısı düşük yetişkinlerin yaşamdan aldıkları tatmin düşük olur ve kendilerini mutlu hissedebilmeleri çok zordur.
Son yıllarda yapılan tüm araştırmalar, zevk ve tatmin odaklı olumlu duyguların, kişilerin kendilerini daha iyi hissetmeleri için yeterli olmadığı konusunda birleşiyorlar. Mutluluk yerine bireyin “iyi oluş” una odaklanma fikri daha doğru bulunuyor. Bireyin “iyi oluş” hali, genetik öyküsü ve geçmişi olumsuz olsa bile, daha tatminkar hayat sürdürebilmesi için gerekli görülüyor.
“İyi oluş” halinin temel taşları arasında ; iyi ilişkiler kurmak ve sürdürmek, zamanı unutacak aktivitelerde bulunmak, kendini geliştirmek için çaba sarf etmek, aile ve dostlarla vakit geçirmek, yer alıyor. Bunları yaparken ruh ve bedenin bir bütün olduğunu unutmadan kendine iyi bakmak, sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak da büyük önem taşıyor.