Hızlı yaşlanmaya sebep olan faktör!
Yaşlılık, canlı-cansız bütün varlıkların değişmez kaderi. İnsanlık için ise kolay olmayan bir dönem. Ancak bu dönemi sağlıklı bir ruh haliyle geçirmek mümkün! Bunun için doğru bilinen yanlışlardan uzak durmak gerekiyor.
Yaşlanmanın canlı-cansız bütün varlıkların değişmez kaderi olduğunu söyleyen Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanda doğumla birlikte beyin hücrelerinde de yaşlanma başladığını, bunun da kişide bazı psikolojik yetilerin azalması ya da artması olarak hayatına yansıdığını söyledi.
Yaşlıların en önemli sorununun yalnızlık olduğuna dikkat çeken
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, biyolojik kimi beceriler azalsa da
yaşlılarda bilgeliğin arttığını söyledi. Tembelliğin yaşlanma
sürecini hızlandırdığına dikkat çeken Tarhan, emeklilik
sonrası üretken olmayı beceren insanların daha geç yaşlandıklarını
vurguladı.
Psikolojik yapımız da yaşlanıyor!
Prof. Dr. Tarhan şöyle konuştu: “Yaşlanan insanın saçları beyazlar, cildi kırışır ve beli bükülürken, psikolojik yapısında da değişiklikler olur. Zeka parlaklığı azalır, yeni şeyler öğrenmek zorlaşır, hafıza zayıflar, girişim ruhu ve ataklığı geriler. Ancak buna karşın, bilgelik ve ağırbaşlılık belirginleşir. Mantıklı ve doğru düşünme daha sağlıklıdır. Muhakeme güçlüdür; yargılara daha kolay varılır. Bilgi birikimi, tecrübe, olgun kişilikle birleşirse mutlu ihtiyarlar ortaya çıkar. Daha tutarlı, hoşgörülü ve sabırlı olurlar.”
Eskiyi biriktirme hastalığı ve yeniden korkma
Yaşlanma psikolojisiyle bazı davranışların da görülmeye başlandığını belirten Prof. Dr. Tarhan, bazı yaşlıların sürekli eski hatıralarını anlatıp bir gün önceki olayı hatırlamakta zorluk çekebildiklerini söyleyerek şöyle devam etti:
“Savaş ve askerlik hatıraları bitmez. O gün, evine gelen misafiri unutur ama 50 yıl önceyi bütün ayrıntılarıyla anlatır. Eski alışkanlıklarını değiştirmekten çok rahatsız olurlar. Sigara izmaritlerini biriktirmeye varan “biriktirme hastalığı” na tutulabilirler. Yeni şeylere karşı tepki bazen “fobi” derecesine çıkar, yeni ayakkabı-elbise bile istemezler. Yaşama tutkusu, yaşlandıkça daha çok artmaktadır. Bazı yaşlılarda mal-mülk, şöhret ve makam tutkusu çok alevlenir. Yaşlının en önemli psikososyal sorunu ise yalnızlıktır. Çok lüks bir huzurevine veya hastaneye bırakıldığında yalnızlık duygusuna kapılmışsa ani bir çöküş ve ölüm yaşayabilir. Yaşlı kendini ölüme daha yakın hissetmektedir. Ölüme yaklaşmanın şuurunda olan bir ihtiyarı rahatlatan tek şey, sağlam bir hayat felsefesidir. Ölümü bir son, bir yok oluş olarak gören yaşlı bir insanı teselli etmenin bir imkânı yoktur. Bu noktada mutlu bir ihtiyar ancak ölümü bir terhis tezkeresi, ebedi aleme giden bir yol olarak görendir. Yoksa yaşlı insanın sırasını bekleyen bir idam mahkûmundan farkı kalmaz.
Treni kaçırma duygusuyla 40 yıllık eşini boşayıp genç ile evlenebilir!
Yaşlanma ile bazı kişilerde bulunan kötü huyların daha da artabildiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, cimrilerin daha cimri, geçimsizlerin daha geçimsiz, kavgacıların da daha huysuz ve kavgacı olabileceğini söyledi. Prof.Dr. Tarhan şöyle dedi:
“Bazı yaşlılar, hareketlerinde aşırılığa kapılıp, kendilerini ve çevrelerini zora sokan davranışlar sergileyebilirler. Mesela, cinsel fantezilere kapılıp, kırk yıllık eşini terk edip, torunu yaşındakilerle evlenen yaşlılar vardır.
Tembellik yaşlanma sürecini hızlandırıyor!
Yaşlılar yardıma muhtaç ve acınacak durumdadırlar algısı var. Oysa yaşlıların kazanımları daha çoktur. Yaşlılık hayatın mutsuz dönemidir sanılıyor. Yaşlılığın problemli bir hayat dönemi olduğu doğru. Aslında pek çok problemin kaynağı da bu gerçeği olgun bir şekilde kabullenmemekten doğmaktadır. Ama bu demek değildir ki, yaşlılık hayatın en mutsuz dönemidir ve yaşlı insan asla mutlu olamaz. Gerçekçi hayat felsefesine sahip olan insan en ufak şeylerden mutlu olabilir. Emekli olduktan sonra üretken olmayı beceren insanlar daha geç yaşlanmaktadırlar. Emekliliği felaket olarak değerlendiren insanların sağlıkları, emeklilik sonrasında süratle bozulmaktadır. İnsanoğlu eli tutup, şuuru yerinde olup ayakta durduğu sürece çalışmalıdır. Tembellik yaşlanma sürecini hızlandırır”