Meme kanseri belirtiler sert ve ağrısız kitlelere dikkat!
Uzmanlar kadınları meme kanseri konusunda uyarıyor. Meme kanserinde en yaygın belirti sert ve ağrısız kitleler!
Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı ve Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Serdar Turhal, araştırmalar sayesinde kanserin genetik özelliklerinin yavaş yavaş ortaya çıktığını ve yenilikçi ilaçlarla kanser mücadelesinin güç kazandığını vurguladı.
Metastatik (ileri evre) meme kanseri vakalarında dahi yenilikçi
ilaçlar sayesinde sağ kalım süresinin uzatılabildiğini ve yaşam
kalitesinin artırılabildiğini belirtti.
Kanser insanlığın en büyük sağlık sorunlarından biri olmayı
sürdürürken, dünya genelinde Kanser Günü olarak kabul edilen 4
Şubat'ta kanser konusundaki farkındalığı artırmak amacıyla çeşitli
çalışmalar yürütülüyor. Bu doğrultuda meme kanseri konusunda önemli
bilgiler veren Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı
ve Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Serdar
Turhal, meme kanserinin oluşumunu şöyle anlattı:
“Meme kanseri, memeyi oluşturan dokuların, çoğunlukla
sütü taşıyan kanalların ve daha nadir olarak da süt yapan bezlerin,
fonksiyon göstermeyen bir yapıda kontrolsüz olarak çoğalması ve
diğer dokuların yerine geçerek o dokuların da kendi fonksiyonlarını
göstermesine de engel olması sonucunda ortaya çıkar. Sağlık
Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de genel kanser ve meme kanseri
oranları ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinden daha
düşüktür.”
MEME KANSERİNDE EN YAYGIN BELİRTİ
Prof. Dr. Serdar Turhal meme kanserinin belirtilerini şöyle özetledi:
“En sık görülen belirti meme dokusundan daha sert ve ağrılı
olmayan bir kitledir. Çoğunlukla bu kitlenin normal dokularla olan
sınırları da belirgin değildir. Daha nadir görülen belirtiler
arasında meme cilt dokusunda olan kızarıklık ya da portakal kabuğu
görünümü, meme ucunda içeri çekiklik, meme ucundan akıntı ve ağrı
sayılabilir.
Yenilikçi tedaviler sayesinde meme kanseri artık “kronik” bir
hastalık
Günümüzde meme kanseri tedavisinde etkili ilaçlar
geliştirilmesinin, pek çok hastada hastalığın uzun süre kontrol
altında tutulabilmesine imkan sağladığını belirten Prof. Dr.
Serdar Turhal şunları söyledi:
“Bu gelişmeler kanserin kronik hastalık olarak
nitelendirilir hale gelmesini sağlamıştır. Nisan 2003'te tamamlanan
insan genomu projesi ve 2013'te ilk sonuçları alınan kanser
genomu projelerinin katkısıyla, kanserlerin genetik özelliklerini
saptamak ve buna yönelik önleyici ilaçlar geliştirmek mümkün hale
gelmiştir. Bu yenilikçi ilaçlar tümörlerin gelişme yollarını
saptayarak onları bloke etme özelliğiyle çalışmaktadır ve bu
özellikleriyle de sağlıklı hücrelere daha az zarar vererek bu amaca
ulaşmaktadır. Türkiye kanser ilaçlarına erken erişim konusunda
kendi konumundaki ülkelere kıyasla göreceli olarak iyi durumdadır.
İleri teknolojiyle üretilen ilaçların ülke bütçelerine getirdiği
yük halihazırda kişi başına geliri bizden çok daha yukarıda olan
ülkeler dahil olmak üzere evrensel bir sorundur ve her ülke kendi
imkanları çerçevesinde bu soruna çözümler bulmaya
çalışmaktadır.”
HEDEF HAYATTA KALMA
Prof. Dr. Serdar Turhal metastatik (ileri evre) meme kanseri ve tedavisindeki gelişmeler hakkında önemli bilgiler verdi:
“Meme kanseri hücrelerinin meme dokusunda oluştukları yerden koparak uzak dokulara yapışıp orada çoğalmalarına metastaz adını veriyoruz. Bu evredeki kanserler de metastatik, yani ileri evre olarak adlandırılıyor. Genel bir kural olarak meme kanseri erken evrede saptandığı zaman şifa bulma ihtimali olan bir hastalık iken, bulunduğu evre ilerledikçe şifa bulma ihtimali düşer. Bu nedenle metastatik meme kanserinde temel amaç kanserin hastada yol açtığı sıkıntıları hafifletmek, bu sıkıntıları daha sonraki dönemlere ötelemek, mümkün olabildiğince hastanın hayat kalitesini bozmadan hayatını uzatmaktır. Bu nedenle erken teşhis şansı yakalamak için herkes kendi sağlığının sorumluluğunu almalıdır. Meme kanseri hastaları doktorlarıyla yakın bir işbirliği içinde olmayı ihmal etmemeli ve mümkün mertebe olumlu bir ruh hali içinde olmaya gayret etmelidir. Ayrıca ülkemizdeki kanser araştırmalarına katılması önerilen hastaların, özel bir engelleri yoksa bu çalışmalara destek olmaları kanser tedavisinin geleceği açısından son derece önemlidir.”