Kalp krizi geçirenlerin dikkat etmesi gerekenler nelerdir nasıl beslenmeleri gerekiyor?
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Atila Bitigen, kalp krizi ve sonrasında yapılacaklarla ilgili merak edilenleri elmaelma.co okırları için anlattı.
Kalp krizi genç yaşlı dinlemiyor, günümüzde her yaştan insanı tehdit ediyor. Medical Park Fatih Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Atila Bitigen, sağlıklı yaşam tarzı ile felç ve kalp krizi riskinin yüzde 80 oranında azaltılabileceğini belirterek, “Hastalar krizden sonra, ‘Cinsel hayatıma nasıl devam edebilirim?’ diye soruyor. Çapkınlık kesinlikle yasak, hafif kalp krizi geçirene bir hafta sonra cinsellik serbest” dedi.
Kalp krizi deyince aklımıza ilk olarak göğüs ağrısı gelir. Ama
birçok insan özellikle şeker hastaları ve kadınlar göğüs ağrısı
olmadan da kriz geçirebilirler. Kiminde yorgunluk, mide bulantısı
gibi şikâyetler olur, kalp krizinden şüphe edilmezse atlanabilir.
Kiminde ise hiçbir şikayet olmaz. ‘Sessiz infarktüs’ denen bu durum
ağrılısı kadar tehlikelidir.
BU BELİRTİLERİ DİKKATE ALIN!
Damarlardaki kolesterol plaklarının çatlaması ile kan pıhtısı oluşarak kalbi besleyen damarların tıkanması kalp krizine yol açar. Bu hayati durumun nerede başımıza geleceği bilinmez, evde işte yatakta veya çalışırken olabilir. Kalp krizinin en fazla görülen belirtilerini şöyle sıralayabiliriz, göğüste bir ağrı ya da rahatsızlık, nefes alamama, boğulma hissi, panik ve ölüm korkusunun eşlik ettiği soğuk terleme, mide ağrısı, hazımsızlık şeklinde belirti verebilir ya da göğüs ağrısına eşlik eden bulantı eşlik edebilir, ani yorgunluk hissi, daha çok yaşlı hastalarda şuur kaybı görülebilir.
KALBE GİDEN YOL MİDEDEN GEÇİYOR
Kalp krizi, felç ve bacak damar tıkanıklığının en önemli sebebi ‘ateroskleroz’ yani halk arasında bilinen adıyla damar sertliğidir. Hastalığa neden olan bazı sebepler değiştirilebilir ve değiştirilemez olarak ikiye ayrılır. Yaş, cinsiyet ve aile hikâyesi gibi genetik miras değiştirilemez. Ancak sağlıklı yaşam tarzı gibi önlemlerle felç ve kalp krizi riski yüzde 80 oranında azaltılabilir. Kolesterol, damar sertliğinin en önemli sebebidir. Kolesterol yüksekliğine, tansiyon, şeker ve sigara kullanımı da eklenince risk çok daha yüksek olur. Tuzdan fakir liften zengin, balık ve zeytinyağının temel olduğu Akdeniz tipi beslenme en fazla önerilen diyettir. Kilo kontrolü, egzersiz veya ilaçla kolesterol düzeyinin düşürülmesi hayati önem taşır. Ülkemizde genç yaşta kalp krizi geçirme riskinin Avrupa’dan yüksek olmasının sebebi, sigara veya nargile gibi tütün ürünlerinin kullanılmasıdır.
DOKTORA SORUN, UTANMAYIN!
Hastaların çoğu, krizi atlattıktan sonra ‘Nasıl beslenmeliyim?’ ve ‘Cinsel hayatıma nasıl devam edebilirim?’ sorularını yöneltiyor. Ağır kalp krizi geçirmiş, efor kapasitesi kısıtlı, yatakta uyurken bile nefes darlığı çeken hastalara cinsel aktivite önermiyoruz. Hasta hafif bir kalp krizi geçirmiş ve efor kapasitesi iyiyse, stent takıldıktan 7 gün sonra cinsel ilişkiye izin veriyoruz. Fakat gece hayatı, çapkınlık gibi kalbi aşırı zorlayan heyecanları ise kesinlikle yasaklıyoruz. Cinsel performans arttırıcı ilaçları da ilk 6 ay kullandırmıyoruz. Hastalarımız için mahrem olan bu konuları doktorlarıyla açık konuşmasını ve uyarılarına kulak vermesini öneriyoruz.
HAFTA İKİ KEZ BALIK YİYİN
Yanlış beslenme alışkanlıkları, kalp ve damar hastalıklarının en önemli tetikleyicilerinden biridir. Bu nedenle yaşam tarzınıza özen göstermeniz gerekir: Yediğiniz tüm besinlerin yağ miktarını dikkate alın, yemeklerinizi zeytinyağı ile pişirin, süt ve süt ürünlerinin az yağlı veya yağsız olanlarını tercih edin, beslenmenizde balığa daha çok yer verin, (Haftada en az 2) kırmızı eti sınırlı tüketin. Salam, sosis, jambon, sucuk gibi tuz ve katkı madde oranı yüksek gıdalardan kaçının, günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketin, tam tahılları ve ürünlerini tercih edin, (Kahvaltılık tahıl ürünleri, kepekli, yulaflı ekmekleri, bulgur, makarna, pirinç gibi nişastalı besinler vb.) kuruyemişten zengin beslenin, şekerden kaçının, tuzu azaltın, sigaradan kesinlikle uzak durun, stres kalp hızı ve tansiyonu artırıyor. Bu nedenle kavga veya tartışmaya girmeyin.