Aşkı elde etmek için altın kural!

Gerçek aşka düşmek ancak bilinçaltı temizliğiyle mümkün!

Yaşamımızdaki her şeyi olduğu gibi aşkı da biz değil bilinçaltımız seçer… Spiritüel Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal’a göre gerçek aşkı kendimize çekmenin formülü; bilinçaltındaki korkulardan kurtulmak, sevilmeyi hak ettiğine inanmak ve kendini sevmekten geçiyor.

Aşk enerjisinin en yoğun olduğu dönemlerden birine, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne yaklaşırken aşkı bulamamaktan şikayet etmeyi bir kenara bırakalım. Aşkın kapısını nasıl aralayıp hayatımıza davet edeceğimizin sırrı bilinçaltında saklı.  Aşk ve sevgi enerjisinin bu kadar yükseldiği bir dönemde hesap kitap yapmadan, taktikler uygulamadan gerçek sevgiyi hayatımıza çekmek aslında sandığımızdan da kolay…  Bunun için yapmamız gereken bilinçaltımızdaki kayıtları temizlemek…

Spiritüel Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal önemli olanın kendinle bağlantı kurmak olduğunu söylüyor ve ekliyor “Aşk hayatımız, sağlığımız, parasal durumumuz hepsini istediğimiz noktaya çekmek mümkün. Hayatınızda yolunda gitmeyen bir takım şeyler olduğunu fark ettiğinizde ve bunu değiştirmeye karar verdiğinizde ilk adımı atmış oluyorsunuz. Dönüşmek ve gelişmek içinse aracımız evrenin sınırsızca sunduğu enerji. Sadece bu enerjiyi nasıl kullanmamız gerektiğini öğrenmek gerekiyor.”

İnanç kalıplarını gerçekliğimiz sanıyoruz

Bedenimizin üzerinde bir eterik beden daha olduğunu ve bu eterik beden üzerinde aura kanalları ve çakralar olduğunu söyleyen Ünal, “Bir insanla karşılaştığımızda ilk olarak aurasını algılıyoruz, bu bizde bir duygu yaratıyor ve iki insanın ilişki kurmaya başlamasından itibaren enerji alanları arasında gözle görünmeyen bir bağ oluşuyor. Ancak zihnimiz nasılsa enerji de o şekilde dönüşüyor.

Bilinçaltımız geçmişte yaşadığımız endişeleri, korkuları kayıt altına aldığı için yeni bir ilişkiye adım atarken de bunları karşımıza çıkarıyor. Çünkü evrenin çalışma prensibine göre bilinçaltında oluşturduğumuz inanç kalıplarını, kendi gerçekliğimiz gibi yaşıyoruz” diyor.

Sevilmeyi hak ettiğine inanmak gerekiyor

Siz sevilmeyi hak ettiğinize, değerli olduğunuza inanmıyorsanız çekim yasası gereği bu inancınızı destekleyecek kişiler karşınıza çıkıyor diyen Ünal, “Sevgilinizden istediğiniz sevgiyi görmüyorsanız bilinçaltınızda sevilmeyi hak etmediğinize ilişkin bir inanç kodlanmıştır. Olumsuz inançlarınızdan kurtulmadığınız sürece aynı tip ilişkileri tekrar tekrar yaşamanız kaçınılmaz” diye ekliyor.

Geçmişte yaşadığımız kötü anıları ya da bilinçaltımıza yerleşmiş çekirdek inançları silemediğimizi ancak onların anlamlarını değiştirebileceğimizi belirten Gülnur Ünal bunun için de bilinçaltı temizliği yaptığını şu sözlerle anlatıyor:

“Çoğunlukla çocukluk çağında bilinçaltımıza yerleşmiş aileden gelen sevilmeme, değersizlik gibi inanç kalıplarımız var. Bir ilişkiye başlayacağımız zaman farkında olmadan duyduğumuz korku ya da sergilediğimiz olumsuz davranışların nedenlerini çekirdek inanca inip ortaya çıkarıyoruz. Bilinçaltı temizliği ile de bu kalıpları çözüp sevgi enerjisine dönüştürüyoruz. Kuantum terapi yöntemiyle yaptığımız bilinçaltı temizliğinde bilinçaltınızdaki kısıtlayıcı inanç ve korkulardan kurtulduğunuz zaman ve kendinizi olduğunuz gibi kabullendiğinizde dönüşüme şahit olacaksınız. Siz kendinize değer verdiğinizde kaçınılmaz olarak size değer veren insanların titreşimi ile uyumlu olacaksınız ve onları hayatınıza çekeceksiniz.”

Bilinçaltını olumlu kodla

Titreşim frekansını yükseltmede olumlama cümlelerinin de mucizevi bir etkisi olduğunu söyleyen Ünal, “Bilinçaltımızdaki negatif inançlardan kurtulduktan sonra yeni ve olumlu inançlar edinmeliyiz, bu noktada olumlama cümlelerini tekrarlamak düşünsel titreşimimizi yükseltecek ve isteklerimizin hayatımıza girmesini kolaylaştıracaktır. “Ben olduğum gibi sevilmeye değerim. Aşkı kabul etmeye hazırım. Aşkı, neşeyi ve özgürlüğü seçiyorum. Sevgi dolu ve uyumlu bir ilişki içindeyim” gibi cümleleri her gün hiçbir şüpheye düşmeden tekrarladığımızda bilinçaltımıza yerleştiririz. Bilinçaltımıza doğru kodlamalar yapmak ve istediğimiz yaşamı, arzuladığımız ilişkiyi kendimize çekmek için sözlerin büyüsünden yararlanmalıyız.”