Korkmak yerine çocuklarınızı eğitin!
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği, son zamanlarda artan çocuk kaçırılmalarına karşı yapılmasını gerekenleri anlatıyor.
Türkiye son günlerde çocuk cinayetleri, çocuk kaçırmaları ve çocuk tecavüzleriyle ilgili sarsıntılı bir süreçten geçiyor.
Son aylarda vahşice işlenen çocuk cinayetleri ve tecavüzleri,
hem vicdanları derinden yaralıyor hem yalnız ailelerini değil tüm
Türkiye'yi yasa boğuyor hem de aileleri kaygıya
sürüklüyor."Kaçırılan, tecavüze uğrayan ve cansız bedenleri bulunan
Gizemlerin, Umutların, Tanerlerin, İbrahimlerin ve daha pek çoğunun
sayısı neden her geçen gün artıyor?" sorusuna Cinsel Sağlık
Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistlerinden yanıt geldi ve
ailelere "korkmak yerine çocuklarınızı eğitin" uyarısında
bulunuldu.
EVLİLİK ÖNCESİ ANNE-BABA VE EŞ
EĞİTİMLERİNİN YASAL ZORUNLULUK HALİNE GETİRİLMESİ
GEREKİYOR...
Geleceğimizin teminatı olan çocukların ruhsal ve bedensel olarak
yara almadan hayata hazırlanmasının önemine değinen CİSED Genel
Başkanı Psikiyatr ve Psikoterapist Uz. Dr. Cem Keçe; "Başta kamu
kurum ve kuruluşları, medyamız ve sivil toplum kuruluşları olmak
üzere herkesin sokakta oyun oynayan küçük geleceklerimiz için
tedbir alması, ailelerin ve çocukların eğitilmesi ve evlilik öncesi
anne-baba ve eş eğitimlerinin yasal bir zorunluluk haline
getirilmesi gerekiyor. 'Eğitim şart!' ezberinin sürekli
tekrarlanmasındansa, kaçırılma olaylarına karşı küçük çocukların
okul müfredatlarına ne gibi bir eğitimin bilgilendirici olabileceği
yönündeki çalışmaların sonuçlandırılması ve bununla birlikte,
ailelerin de çocuklarına karşı tutum ve davranışlarının nasıl
olması gerektiği yönünde bilinçlendirilmesi, yani bu tedbirlerin
artık bir an önce hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor" dedi.
ÇOCUKLARA YÖNELİK SUÇLARDA
CEZALARIN ARTTIRILMASI GEREKİYOR...
Çocuklara yönelik suçlarda cezaların arttırılması gerektiğini
savunan Dr. Keçe; "Çocuklara karşı işlenen suçlarda çok sıkı
yaptırımlar olmalı. Özellikle çocuk tecavüzlerini önlemek için,
çocukların oynayabileceği güvenli ve kontrollü çevresel
düzenlemelerin yapılması ve hukuka karşı sarsılan güvenin bir an
önce sağlanması gerekiyor. Çünkü insanlar artık şunu biliyor, af
çıkıyor, bazı suçların af kapsamında olmaması, bu alanda hukuki ve
cezai yaptırımların artırılması etkili olabiliyor. Ancak cezaların
arttırılması da tek başına çözüm değil, ailelere 'korkmak yerine
çocuklarınızı eğitin' uyarısında bulunmak gerekiyor" dedi.
ÇOCUK KAÇIRILMALARINA KARŞI
“ŞİFRE” TEDBİRİ...
Küçük çocukları sapıklardan ve kötü niyetli yetişkinlerden
korumanın mümkün olduğunu söyleyen Dr. Keçe; “Yabancı bir adam, 8
yaşındaki erkek çocuğun yanına geliyor ve bazı aksilikler olduğunu,
annesinin kendisini yolladığını, çocuğun kendisi ile gelmesi
gerektiğini söylüyor. Bunun üzerine çocuk adama soruyor; ‘Pekala o
zaman şifreyi söyle, şifreyi söylemezsen seninle gelmem!’Adam bunu
duyunca, uzaklaşıyor. Çünkü annesi daha önce çocuğu ile konuşmuş ve
aralarında bir şifre oluşturmuş. Şifreyi söylemeyen hiç kimse ile
gitmemesi gerektiğini tembihlemiş. Ve bu küçük ayrıntı, belki de
küçük çocuğun hayatını kurtarıyor. Bu nedenle ailelerin
çocuklarıyla konuşması ve gerektiğinde kullanılmak üzere aralarında
bir ŞİFRE oluşturmaları gerekiyor. O şifreyi söylemeyen kimse ile
çocuğun gitmemesi gerektiğinin vurgulanması büyük önem taşıyor.
Belki de bu şekilde çocuklarımızı biraz daha koruyabilir, hiç
olmazsa kendi dünyalarını biraz daha emniyetli hale getirebiliriz”
hatırlatmasını bir kez daha gündeme getirerek, ailelere
seslendi.
ÇOCUKLARI EĞİTMEK
GEREKİYOR...
"Çocuklar ölmesin, öldürülmesin, kelebekler gibi ateşe atılarak
yanmasın, bedenlerine ve ruhlarına kötü eller dokunmasın, onlar
bizim geleceğimiz" diyenDr. Keçe; "Özellikle sokaklarda yalnız
bırakılmaması gereken küçük çocuklara, sadece yabancılara karşı
değil, tanıdık yüzlere karşı da mesafeli olmaları ve anne-baba
dışında hiç kimseyle birlikte bir yerlere gitmemeleri gerektiğinin
usulüyle anlatılması gerekiyor. Ayrıca çocuklarınkendilerinden izin
alınmadan yapılan davranışlara (kucaklama, öpme, sevme, saçını
okşama, kucağa alma, elini tutma vb.) karşı 'Hayır!'diyebilecekleri
ve devam edilmesi halinde mutlaka bağırarak uzaklaşmaları, hatta
etraftaki kişilerden yardım istemeleri bilincinin aşılanması önem
taşıyor. Hatırlatırız ki, küçük çocukların her türlü istismara
uğraması karşısında tedbirler almak hepimizin ortak görevidir"
dedi.