Reflünüzü Hafife Almayın!
Reflünün pek çok belirtisi olduğunu söyleyen Liv Hospital Ankara Gastroentroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Bozkaya, reflünün belirtilerini, yol açabileceği ciddi hastalıkları ve tedavi yöntemlerini anlattı.
Reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması olarak tanımlanır. Toplumda çok fazla görülse de hastalar hekim kontrolü dışında ilaç kullanarak tanı konulmasını geciktirirler.
Hekime başvuran vakaların yüzde 10 – 15 civarında olduğunu
söyleyen Liv Hospital Ankara Gastroentroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan
Bozkaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Reflü hastalığı bazı durumlarda
ciddiye alınması gereken ve takip edilmesi gereken bir hastalıktır.
Bir grup hastada uzun vadede yemek borusu kanserine neden
olabileceği bilinmektedir. Bu nedenle hastalığın takibi ve doğru
tedavisi çok önemlidir.”
REFLÜNÜN BELİRTİLERİ
Reflünün pek çok belirtisi olduğunu söyleyen Liv Hospital Ankara
Gastroentroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Bozkaya, göğüste ve boğazda
yanma hissi, ağza acı su gelmesi, mide ve göğüs ağrısı dışında
yutma zorluğu, ses kısıklığı, açıklanamayan öksürük, geceleri olan
astım atakları, inatçı diş ve dişeti hastalıkları, kronik sinüzit
ve tekrarlayan akciğer enfeksiyonlarının da reflü belirtisi
olabileceğini vurguladı.
TEDAVİ EDİLMEYEN REFLÜ, GENETİK OLARAK YATKIN KİŞİLERDE
YEMEK BORUSU KANSERİNE NEDEN OLUYOR
Düzensiz ilaç kullanımı reflü hastalığında kalıcı çözüm
sağlamamaktadır. Bu durum, yemek borusu kanseri dahil yemek borusu
veya yemek borusu dışı çeşitli hastalıklarının geç tanı almasına
sebep olabilir.
Reflü, yemek borusunda ülserler, larenjit, ses kısıklığı,
akciğer enfeksiyonu, astım ve bronşektazi gibi kalıcı akciğer
hasarına da neden olabilir. Vurgulanması gereken bir başka husus
ise reflü hastalığının şiddetinin şikayetler ile paralellik
göstermeyeceğidir.
REFLÜ TANISI NASIL KOYULUR
Her ne kadar reflü tanısı hastanın öyküsü temelinde konulsa da
teknolojik gelişmeler ile günümüzde reflünün şiddetini ölçmek ve
alt tiplerinin tanısını koymak mümkündür. Bu yolla gereksiz ilaç
tedavisi ve cerrahi işlemler önlenebilir.
Bu teknolojilerden en faydalı olanı Liv Hospital Ankara’da da
uygulanan 24 saatlik pH-empedans monitorizasyonudur. Bu yöntem ile
reflünün alt tiplerini ve şiddetini tespit edip hastayı doğru
tedaviye yönlendirmek mümkündür.
REFÜ TEDAVİSİNDE NELER YAPILIR?
Yeni başlayan, kısa süreli ve hafif şiddetli hastalıkta hayat tarzı
değişikliği (diyet, kilo verme, yatak başı yükseltilmesi vs.) ve
ilaç tedavisi uygulanır. Tedaviye dirençli, sık tekrarlayan ve
şiddetli hastalıkta daha kuvvetli asit baskılama stratejileri
kullanılabilir.
Medikal tedavi ile semptomların yeterince kontrol edilemediği, uzun süreli ilaç kullanımının sakıncalı olduğu veya mide fıtığı gibi yapısal değişikliğin olduğu durumlarda ise cerrahi uygulanabilir. Cerrahiye alternatif endoskopik yöntemlerden en popüler olanı “Stretta sistemi”nde, yemek borusu alt ucunda radyofrekans enerji kullanılarak kollajen dokuda uyarılma sağlanır.
Kanser, reflü komplikasyonu olan Barrett özofagusu (ince barsak döşemesine dönüşüm) zemininde gelişmektedir. Bu durumda hasta henüz kanser olmadan, kanser öncesi değişiklikler (displazi) geliştiğinde ameliyatsız olarak endoskopik yöntemlerle (ablasyon) tedavi edilmekte ve kansere dönüşüm engellenebilmektedir.