Dişler kanser habercisi!
Diş hekimlerinin hastalarının tedavisini yaparken gördükleri bazı belirtileri iyi değerlendirip doğru uzmana yönlendirmesinin baş ve boyun kanserlerini önlemede önemli yeri olduğu belirtiliyor.
Baş ve boyun kanserleri, erken teşhis ile tedavi edilebilen kanserler olarak biliniyor ve erken belirti veriyor.
Bu kanser türlerinin teşhis ve tedavisinde ise diş sağlığının
önemli yeri bulunuyor. Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Nihat
Tanfer, “Diş hekimlerinin hastalarının tedavisini yaparken
gördükleri bazı belirtileri iyi değerlendirip doğru uzmana
yönlendirmesinin baş ve boyun kanserlerini önlemede önemli yeri
olduğunu belirtiyor.
Hastalık
belirtileri
Dudakta büyüme: Dil ve dudak kanserlerinin pek
çoğu geçmeyen yara ve şişliğe neden olurken bu bölgede iltihap
oluşmadıkça ağrı hissedilmiyor. Hastalığın ileri dönemlerinde ise
kanama görülüyor. Yara ve şişliğin yanında boyunda da bir kitle
olması durumunda, en kısa zamanda bir uzmana gidilmesi
gerekiyor.
Kanama: Ağız, burun, boğaz ve akciğer tümörleri
kanamaya neden olabiliyor. Tükürük veya balgamda birkaç günden
fazla süren kanama görülmesi halinde kontrole gitmenin ihmal
edilmemesi gerekiyor.
Cilt değişimleri: Baş-boyun kanserlerinin bazı
türlerinde renk değişimi görülürken, alın, yüz, kulak gibi cildin
güneşe maruz kaldığı yerlerle, cildin farklı bölgelerinde
değişiklikler gözlenebiliyor. Belirtiler genellikle küçük, soluk
bir yara şeklinde başlıyor, yavaş yavaş büyüyor ve yaranın
ortasında gamze şeklinde bir çukur oluştuğu görülüyor. Dudakta,
yüzde, kulakta iyileşmeyen bir yara bulunması halinde hemen doktora
gidilmesi gerekiyor. Diş hekiminin hastasındaki bu belirtileri
önemseyip, gerekli görmesi halinde bir onkoloğa yönlendirmesi hayat
kurtarıcı olabiliyor.
Radyoterapi öncesi diş
hekimine başvurulmalı
Baş-boyun kanserleri nedeniyle radyoterapi gören hastalarda oluşan
ağız - diş sağlığı sorunları ciddi sıkıntılara neden olabiliyor.
Ancak alınacak tedbir ve koruyucu uygulamalar bu komplikasyonların
önlenmesini sağlıyor. Diş Hekimi Nihat Tanfer, radyoterapi
uygulaması öncesinde hastaların mutlaka diş hekimine başvurmaları
gerektiğini söylüyor. Radyasyona bağlı ağız mukozasındaki hücre
ölümleri, genellikle tedaviden 5-10 gün sonra başlayıp 3-4 hafta
sonra tamamen iyileşen ve 'Mukozit' adı verilen küçük ağız
yaralarının oluşmasına neden oluyor. Radyoterapinin ağızda görülen
etkileri şu şekilde özetleniyor:
Işın, tükürük kalitesini bozuyor, tükürük akışının bozulmasına
bağlı olarak:
Ağız kuruluğu başlıyor ve takiben kanama meydana geliyor.
Tükürüğün çürüğü önleme etkisi azalıyor.
Ağzı ve dişleri temizleme fonksiyonunda azalma oluyor.
Tat alma duyusu bozuluyor.
Dişlerde soğuk-sıcak hassasiyeti oluyor.
Yutma, çiğneme ve konuşma fonksiyonlarında zorlanma meydana
geliyor.
Osteoradyonekroz, yani radyasyona maruz kalmış kemikte hücre
azalmasına bağlı oksijen yetersizliği nedeniyle gerekli iyileşmenin
olmaması sonucu kemik dokusu canlılığını kaybediyor.
Radyoterapiden sonra tedavi sahasındaki damarlarda kan akımını
azaltan bir daralma ve tıkanma söz konusu oluyor. Yutma, çiğneme ve
konuşma fonksiyonlarında çok ciddi zorlanmalara neden oluyor.
Radyasyon sahasında dişeti bağlarındaki zayıflamadan dolayı olan
sallanma nedeniyle sıklıkla diş kayıplarına rastlanıyor.
Kemoterapi ağız sağlığını
bozuyor
Baş ve boyun kanserlerinin tedavisinde uygulanan kemoterapinin de
ağız içine olumsuz etkileri bulunuyor. Bazı kemoterapi ilaçları
ağız yaraları ve iltihaplara neden olabiliyor. Bağışıklık
sisteminin zayıflaması; bakteri, virüs ve mantar enfeksiyonlarıyla
daha sık karşılaşılması anlamına geliyor. Bu durumda tat alma
duyusu değişiyor ve yediklerinin tadı kişiye daha tuzlu, ekşi ve
metalik gelebiliyor. Tedavide yardımcı olarak kullanılan
sakinleştirici ve ağrı kesicilerin uzun süreli kullanımları da
tükürük akışını azaltan ve çürük oluşumunu arttıran etkiler
gösteriyor.