Beyoğlu'nda Zamana Yolculuk
Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi, 26 Şubat- 9 Mart 2013 tarihleri arasında Şener Taciroğlu’nun 'Zamana Yolculuk' resim sergisine ev sahipliği yapıyor.
Taciroğlu’nun resimlerinde, imgelerin kavramları ve nesnelerine
değil temsil edilme biçimine bakmak gerekir. Bu resimlerdeki
hakikatle göz göze gelmek için “ne” sorusu değil “nasıl” sorusunun
sormalıyız. Bu bize, özgürlüğü burjuva söylenceden söküp almamıza
yarayacak, eşikte beliren eşitlik ufkunu bağışlayacaktır. Aşk,
sanat ve özgürlük kendi kavramlarını tamamlayacak, nesnesine
değecek ve her biri kendi uzamını kendi meşrebince oluşa
açacaktır
Şener Taciroğlu’nun resimlerinde imgeler olguya, nesneye ve
kavrama yaslanmadan, bastırılmışın anlamını yadsımanın ellerinden
kurtarma girişimleridir. Günümüz insanının kendi benliği içinde
kaybolmadan kendine gelemeyeceği gerçeğidir. Bu resimlerin kendini
haklılaştırma kaygısı yoktur; çünkü bu resimler kendi etik, politik
ve estetik evreninde susarak yaşamın çıplaklığını haykırmaktadır
Yaratmanın tanımsız, sahipsiz, soluyan varoluş mucizesi, yalın
varlık talebidir. Çağın ruhunun sınıflayıcı, sabitleyici söyleminde
inşa ettiği anlam-değer hiyerarşisinde sayıya ve hesaba gelmez
yapısıyla üzerine yürüdükçe başkalaşan dağlar gibi Taciroğlu’nun
mitolojik esinli resimleri ile bakıştıkça, uygarlık tarihi boyunca
yitirdiklerimizin anımsanmasının dahi, çağdaş yaralarımıza iyi
geldiğini duyumsarız
Bu aynı zamanda varolmayanın akılda tutulmasıdır. Mekanın hafızası olarak zaman entropi yasasını ihlal eder, aşk gibi; sahip olunmayan şeyin armağan edilmesi gibi insan da Tanrı’nın imgesine dönüşür. Bu açıdan da Bergson’un zaman algısından Proust’un istemsiz hafızasına geçilir ve bilinç askıya alınır, geçmiş burada ve şimdi kılınır. Husserl’in dediği gibi bu resimlerde bilinç sabitlenmez, imgelerin temsil ettiği şeylere doğru itilir; bir nesne olarak imge bilinci aşar. Yani Şener Taciroğlu’nun sanatında imge bilinçte değildir; imge bilinçtir. Yaratma edimi kendi gerçeğine sızar, varoluş içinde saklanır.
Varoluş karşısında estetik mesafe iyi ayarlanmalıdır. Ne yaşamdan yoksun kalmak, ne de yaşama maruz kalmak iyi gelmez sanata ve sanatçıya. Bir kavramı tam olarak karşılayan, kuşatan ve içeren bir imge mümkündür Bu bağlamda Şener Taciroğlu’nun resimlerini de gidimli dille kat etmek imkânsızdır. Bu, gece ve gündüzün yıldızlarla ilişkisiyle analoji oluşturur: Gün tek bir güneş görür, gecenin ise milyonlarca güneşi vardır! Yüzeyin hakikati olarak sanat, idrake yakındır.
kaynak: www.sergibulteni.blogsopt.com