İbrahim Yıldırım - Madam Samatya
Samatya’da tekinsiz bir ev... Üç esrarengiz ölüm... Yayınlanmayan bir kitap ve Samatya'nın esrarengiz sokakları...
Günlük hayatın karmaşasından yorgun düşen zihninizi boşaltmak için okuyacak yeni bir kitap arıyorsanız ve polisiye romanlarına bayılıyorsanız Madam Samatya tam aradığınız kitap. Adını bilmediğimiz bir anlatıcı, şüpheli ölümler, iptal edilen bir öykü kitabı, bir ressam ve bir sanat eleştirmeni ve soluk soluğa okuyacağınız heyecanlı bir hikaye. İbrahim Yıldırım sizi bu kitabında Samatya'daki gizemli olayları çözmeye davet ediyor.
Akıl hastanesinde tanıştığımız, adını bilmediğimiz, iki roman
yayımlamış bir yazar olan anlatıcı, 2007’de bir yayınevinin “üstü
örtülmüş ya da aydınlatılamamış, sıradan ama kuşkulu ölümleri
çarpıcı öyküler halinde yeniden anlatacağı, polisiye meraklılarını
kışkırtacak çok satışlı bir kitap” siparişi almıştır. Yakın
Geçmişteki Sır Ölümler adı verilmesi düşünülen bu kitap için
yayınevinin aracı olması sayesinde eski ve önemli bir gazetenin
arşivinde araştırmalar yapmıştır.Bu araştırmalar sırasında
karşılaştığı, Samatya’da gerçekleşen şüpheli ölümler, üzerinde
çalıştığı kitabın iptal edilmesi sonucunda, onun için bir saplantı
haline gelecektir. Gazetede bu ölümlerle ilgili yazılarına
rastladığı ressam Yusuf Şimşek ve sanat eleştirmeni Sait Alaplı onu
geri dönüşsüz bir labirentin içine çeker.
İbrahim Yıldırım’ın Bıçkın ve Orta Halli romanındaki “Cinayet, Ülke, Cinnet” izleğine yeniden döndüğü Madam Samatya; polisiye edebiyatın bütün olanaklarını kullanarak okuru kışkırtıcı, sıradışı bir yolculuğa çağırıyor.