Kilo sorunu olanlara altın öneriler

Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Klinik Şefi Prof. Dr. Ziya Mocan, kilo problemleri ve obeziteyle ilgili soruları cevapladı.

Kilo ile genetik arasında bir ilişki var mı? 

Fazla enerji almak, sakin geçirilen bir yaşam ve hareketsiz bir hayat genetik faktörler arasında sayılır. Bu faktörlerden, bir ya da birkaçının birarada olması kilo problemini başlatır. Kilo arttıkça da ani sağlık sorunları ortaya çıkar. 

Cinsiyete göre yağ kitlesinde farklılaşma olur mu? Kadın ve erkeklerdeki yağ kitlesi arasında bir fark var mı? 
 
Kadınlardaki yağ kitlesi, erkeklere göre daha fazladır. Kadınlarda yağlar kalçada; erkeklerde ise karında toplanır. Metabolik bozukluk yapan karındaki yağlardır. Karın yağları ikiye ayrılır. Karın duvarının üzerindeki ciltle kas arasında yağ birikir. Ama bu, o kadar zararlı değildir. İkinci tür yağlanma ise kas dokusunun altındaki organların yağlanmasıdır. Metabolik bozukluklara yol açan yağlanma, bu tip yağlanmadır. Bu yağ, kana karışabilir. Hormonlar, vücuttan atılabilir. 
 
Yağ hücreleri vücutta nasıl çoğalıyor? 
 
Kas dokusunun altındaki organlarda yağ hücrelerinin sayısı artar. Hasta, obezitede kilosunu kontrol edemez. Bir anda çok kilo alır. Kilodaki değişimler tehlikelidir. 
 
Vücutta kaç çeşit yağ vardır? Bu yağların, özellikleri nelerdir? 
 
Vücudumuzda kahverengi ve beyaz yağ dokuları vardır. Kahverengi yağ dokuları; vücuda ısı verir. Beyaz yağ dokuları ise, vucütta kalır. Kilo artışına neden olur. Kahverengi yağ dokusu aslında koruyucudur. Bu yağ dokusu azalırsa, kişinin obezite ve şeker hastası olma riski çok artar. Yani `Leptin Rezistansı` söz konusudur. Yağ dokusu artarsa, leptin beyne `yeter artık yeme` komutu verir. Ama obezlerde beyin artık bu emri vermiyor. Leptin üzerine müdahale edecek tedaviler araştırılıyor. Ancak henüz bulunamadı. 
 
Bir kişinin obez olup olmadığı nasıl anlaşılır?
 
Vücut kitle endeksi aracılığıyla bakıyoruz. Şöyle ki; vücut kitle endeksi 30`un üzerinde olan kişilere biz `obez` diyorduk. Ancak son araştırmalar gösterdi ki; kilo nedeniyle oluşan hastalıkların başlangıç seviyesi vücut kitle endeksinin altında. Artık vücut kitle endeksi yüzde 25`in biraz üstünde olduğu zaman bile kilo nedeniyle oluşan hastalıklar fazlalaşıyor. Artık obezite sınırının aşağı indirilmesi düşünülüyor. Yüzde 27`lere falan indirilecek. Eğer vücut kitle endeksi 30 ise haftada bir kilo verilmeli.
 
Kiloyu, kadınlar mı yoksa erkekler mi daha çok alıyor?
 
Kadınlar daha kolay kilo alır, erkekler daha çabuk kilo verirler. Erkeklerin metabolizması daha hızlıdır. Çünkü kas kitleleleri daha fazladır. Erkeklerde obezite, erkeklik hormonunun azalmasına neden olur. Testosteron yağda eridiği için miktarı azalır. Kadınlarda da karın içi yağlar androjen algısını artırdığı için menopoz öncesinde kıllanma gibi erkekleşme sorunları da meydana gelir. Obezite, erkeklerde daha çok prostat yapar. Karın içi yağlanma erkeklerde daha fazladır. Kadınlarda yağlar kalça bölgesinde toplanır. Kadınlardaki kilo vücuda daha az hasar bırakır. Erkeklerin kiloları daha tehlikelidir. Şeker ve tansiyon gibi hastalıkları daha çok arttırır.
 
Obeziteden korunmak için ne yapmalı? 
 
Öncelikle diyet sözcüğünün ortadan kaldırılması gerekiyor. Onun yerine sağlıklı beslenme sözcüğü tercih edilmeli. Çünkü diyet sözcüğü herkes için çok antipatik. Erkeklerde kanser yüzünden ölümlerin yüzde 14`ü, kadınlarda ise yüzde 20`sinden obezitenin sorumlu olduğu kanıtlandı.