Ters yazıyorsa o da bir dahi olabilir!
İlköğretim çağındaki bazı çocuklar, yazıları doğru okumasına rağmen, ’d’ harfini ’p’,’u’ harfini ’n’, ’r’ harfini de tersinden yazıyorsa, dikkat!
Tıp dünyasında ’disleksi’ olarak tanımlanan bu sorunun
eğitimciler ve veliler tarafından yeterince bilinmediğine dikkat
çeken Dr. Obengül Ejder, disleksili ünlüler arasında bilim adamı
Albert Einstein, kalipso müziğinin kralı Harry Belafonte, ressam
Leonardo Da Vinci, İrlandalı yazar William Butler Yeats,
heykeltıraş Auguste Rodin, şarkıcı ve sinema oyuncusu Cher’in
bulunduğunu vurguladı.
Dr. Ejder, "Dislekside yaş sınırı yok, ömür boyu da sürebiliyor.
Disleksi özellikleri olan çocuklar okuma yazmayı zamanından geç
öğreniyor ama hiç öğrenmeme gibi bir durum söz konusu olmaz.
Tedavisi için kullanılan bir ilaç yok. Terapi ya da özel eğitimle
bu çocukların gelişimi sağlanır" dedi.
Çocuğa disleksi tanısının konulabilmesi için zekasının normal veya
normal üstü olması gerektiğini belirten Dr. Ejder, "Disleksi zeka
geriliği demek değildir. Eğer okumada yaşanılan zorluk, zeka
geriliği, işitme kaybı ya da başka nörolojik sorunlarla ortaya
çıkıyorsa o zaman disleksiden söz edilemez. Zeka özelliği olan
çocuklar, beklenilen başarıyı ortaya çıkartmadığında disleksiden
şüphelenilir ve bunun için ekstra değerlendirmelere gerek duyulur"
diye konuştu.
Disleksili çocuk sayısı
fazla
Türkiye’de disleksi özellikleri olan çocuk sayısının oldukça fazla
olduğunu ifade eden Dr. Obengül Ejder, "Eğitimciler ve aileler
tarafından yeterince bilinmediğinden, bu özellikteki çocuklar gerek
okul, gerekse aile ve çevre içinde pek çok zorlukla karşılaşıyor.
Disleksi özellikleri olan çocuklar okuma yazmayı zamanından geç
öğrenirler. Hiç öğrenmeme gibi bir durum söz konusu olmaz ama
sorunun şiddetine göre çocuğun hangi alanda zorlanacağı farklılık
gösterir. Genel olarak okuma yazmayı öğrenseler de, okuma yazma
kalitesinde yaşanan zorluklar da disleksinin özellikleri
arasındadır" ifadelerini kullandı.
Disleksi nörolojik bir
problem
Disleksi hakkında yapılan araştırmalarda birden çok etken olduğunu
kaydeden Dr. Ejder, disleksinin genel olarak nörolojik ve genetik
geçişli bir sorun olarak tanımlandığını anlatıp, tedavi yöntemine
ilişkin şunları söyledi:
"Tedavide özellikle kullanılan bir ilaç yoktur. Terapi ya da özel
eğitim dediğimiz yöntemlerle bu çocukların gelişimi sağlanır. İlaç
tedavisi, sadece eşlik eden sorunlar olduğunda bu sorunların
semptomatik tedavisi için sürece dahil olabilir. Dislekside
eğitimsel terapi çalışmalarının amacı, çocuğun güçlü ve zayıf
yanlarını ortaya çıkarmak, zayıf yanlarını destekleyecek teknikleri
öğretmek, güçlü yanlarını öğrenmelerini desteklemektir. Erken tanı
bu çocukların gelecekte alacakları eğitimin tespiti açısından çok
önemlidir. Unutulmamalıdır ki disleksi tanısı konulan çocukların
yarıdan azı, başarılı bir gelişim gösterirken, erken dönemde teşhis
edilen çocukların çoğu, kendi akranları ile aynı seviyeye
taşınabilmektedir. Bu konuda ailelerin bir uzmandan yardım alması
sorunun çözümünde yol gösterecek ve ileride telafisi mümkün
olmayacak yanlışların önüne geçecektir."