'Onu koşulsuz sevmek' ne anlama geliyor?
Herkes çocuğunu sevdiğini söyler. Peki bu gerçekten ne anlama geliyor? Sevdiğinizi söylemeyin, böyle davranarak bunu ona hissettirin.
İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Aile ve Çift Terapisti Uzman Psikolog Derya Özçelik, konu hakkında bilgi verdi:
“Her ailenin kendine özgü bir dizi değeri, inancı, geleneği,
adetleri var. Örneğin dayanışma, birlik beraberlik, aile olmak her
aile için farklı farklı anlamlara gelebilir. Ne anlama geldiği de
çoğu zaman bu manevi aile mirasıyla belirlenmektedir. İşte başarı
da her aile için farklı anlamlara gelebilecek bir kavram. Her
ailenin nesiller boyu başarıya atfettikleri anlam, başarı ve
başarısızlıkla ilgili aile hikayeleri, bunların kuşaktan kuşağa
aktarılması, yeni nesillerden başarıyla ilgili beklentiler,
ebeveynlere düştüğü düşünülen roller birbirinden farklıdır.
Ailedeki her bireyin de yaşamı içerisinde başına gelen bir başarı
ya da başarısızlığı nasıl deneyimleyeceği çoğu zaman bu o aileye
özgü anlama bağlı olmaktadır."
Başarı kavramının türleri vardır
Eğer ailenizde başarı çok önemli bir erdem olarak kabul ediliyorsa, çocuğunuz da muhtemelen başarıyı hayatında merkezi bir yerlere konumlandırmıştır. Sınav öncesi ve sonrası dönemde, hayattaki erdemleri çeşitlendirebilmek, çocuğunuzu olası olumsuz başarısızlık deneyimlerinden koruyabilir. Aileniz için, başarılı olmak, belki kabul görmek, saygı görmek, hayatta iyi şeyler elde edebilmek, iyi bir insan olmak, mutlu olmak, para kazanabilmek vs. gibi başka şeyler anlamına gelebiliyor olabilir. Bunlar çok değerli olmakla birlikte; çocuğunuzun başarının bazen sadece başarı anlamına geldiğini duymaya da ihtiyacı olabilir.
Sınavda başarılı olmak mutlak suretle kabul görmenin ya da mutlu olmanın ya da iyi yerlere gelebilmenin garantisi olmadığı gibi, sınavda başarısız olmak da hayatta başarısız olmak ya da beceriksiz olmak ya da iyi şeyler elde edemeyecek biri olmak anlamına gelmemektedir. Çocuğunuza sınavdaki başarısının sadece o sınavdaki performansının bir sonucu olduğunu, onu tanımlayan bir şey olmadığını anlatarak, onu cesaretlendire- bilirsiniz.
Onu gerçekten sevin!
Çocuk yetiştirmenin altın kurallarından biri çocuğun koşulsuz
kabulü ve sevilmesi olarak gösterilir. Günümüzde sınavlar çocuk ve
gençlerin hayatlarında birer büyük yaşam olayı olarak yer almakta.
Böyle yaşam olayları sonucunda bireyin ailesi tarafından ne kadar
kabul gördüğü, koşulsuz sevgiyi ne kadar hissettiği büyük önem
taşımakta. Çocuğunuzun, sınav sonucu ne olursa olsun, sizin
gözünüzdeki yerinin değişmediğini, ona bakışınızın
farklılaşmadığını, ona sevginizin ve onu kabullenişinizin
etkilenmediğini bilmesi ve hissetmesi en önemli adımlardan biri.
Sınavdaki performansı ya da aldığı sonuç onu olduğundan daha fazla
ya da eksik yapmamalı. Ne olursa olsun hala ‘sizin biricik
evladınız’ olduğunu ona hissettirmekten ve söylemekten
çekinmeyin.
Motivasyonunu
arttırın
Bireyin yaşamı boyunca çeşitli şekil ve durumlarda performans
sergilemesi gerektiğini düşünecek olursak, başarı ve başarısızlıkla
ilgili deneyimlerin kalitesi büyük önem arz etmekte. Sınav
sonucunun nasıl yaşandığı ve sonrasında hayatın nasıl organize
edildiği, bireyin gelecekteki performans deneyimlerinde etkileyici
rol oynayacaktır. Çocuğunuzu tekrar motive edebiliyor olmanız ve
onun kendi kendini yeniden motive edebilmesini desteklemeniz bir
başka önemli adımı oluşturmakta.
Çocuğa yeterli ve doğru
sorumluluk verin
Bireylerin kendi eğitimlerinden ve kendi öğrenmelerinden sorumlu
olmaları özellikle yetişkinlik için önemli bir adım. Çocuğunuzun
başarısının da başarısızlığının da sorumluluğunu almasına izin
verin. Bu sorumluluğu onun yerine siz üstlenmeyin. Başarısının
tadını çıkarıp kutlamasına, başarısızlığının üzüntüsünü yaşayıp
telafi etme girişimlerine olanak tanıyın.
Rahatlatıcı bir dil
oluşturun
Sınavlar her ne kadar hem çocuk ve gençlerin hem de ailelerinin
hayatlarının merkezine yerleşmiş durumda olsalar da, hayatın
onlardan ibaret olmadığının hatırlanması tüm aile bireyleri için
kritik bir ihtiyaç.
Çocuğunuza kendisinin de hayatının da sınavdan ibaret olmadığını
sıklıkla hatırlatmaktan çekinmeyin. Kabulü, motivasyonu, telafi
etme yöntemlerini ifade edebileceğiniz pozitif, destekleyici ve
çocuğunuza güvence verici bir lisan seçin.”