Türk toplumunda cinsellikle ilgili doğru sanılan yanlış inanışlar!
Uzm. Psk. Evin Güldoğan, cinselliğin yaşadığımız toplumda üzerine konuşulması hoş karşılanmayan bir tabu olduğunu söylüyor ve yanlış inanışlar hakkında bilgilendiriyor.
Çocukların her şeyle ilgili öğrenmeye yönelik naif meraklı soruları cinselliğe geldiğinde genellikle sert bir şekilde engelleniyor. “Çok ayıp, “bir daha duymayayım” “çek elini bakim ordan” “kötü kız mı olmak istiyorsun?” “Günah, çarpılırsın” “Bak pipin düşer” gibi cevaplar alıyor genellikle çocuklar. Çocukken öğreniyor cinselliğin yasaklarını, cinselliğin konuşulmaması hatta düşünülmemesi gereken bir konu olduğunu. Ve cevaplanmayan sorularını, meraklarını zihninin derinliklerine itmeye çalışıyor.
Çocuklukta bunu yaşayınca büyüdüğünde sihirli bir değnek değmiyor ne yazık ki. Çocukken ne öğrendiyse, ne yaşadıysa yetişkin bir kadın ve erkek olduğunda da aynı şeyleri tekrar ediyor. Mesela cinsellik eşler arasında bile üzerine konuşulacak bir konu gibi görülmez. Cinsellik sadece yaşanır. Cinsel ilişki sırasında nelerden hoşlandığını söylemek birçok kadın ve erkek için çok zor bir durumdur. Eşinin cinsel organını gözüyle hiç görmeyen hatta kendi cinsel organından tiksinen ve bakamayan kadınlar vardır mesela. Hal böyle olunca cinsellikle ilgili doğru bilinen yanlışlar yani cinsel mitler ortaya çıkıyor.
Cinsel mitler cinsellikle ilgili toplum tarafından sıkça kabul gören, uzun süredir süregelen, çoğu zaman koşulsuz ve şartsız olarak kabul edilen, yanlış olan, ancak doğruluğuna inanılan bilgilerdir. En yaygın olanları şu şekilde bahsedebiliriz.
“İlk cinsel ilişki kadınlar için çok acı vericidir.” Bu mit başta vajinismus olmak üzere kadınların yaşadığı birçok cinsel problemin temelini oluşturuyor. Abartılı ilk gece hikayeleriyle yerleşen bu düşünce kadının cinselliğini özgürce yaşamasına engel oluyor ve cinsellikten korkmasına sebep oluyor. Gerçekte cinsellik uygun koşullarda yaşandığı sürece iki taraf için de acılı değildir.
“Erkek cinselliğe her zaman isteklidir ve hazırdır” Bu yanlış inanç erkeklerde yoğun performans kaygısına yol açıyor. Erkeğin üstüne yük bindiren bu düşünce aynı zamanda kadınların erkekler hakkındaki düşüncelerine yanlış yön veriyor.
“Cinsellikle ilgili her şey doğuştandır, öğrenilmez” Bu mit cinsellik hakkındaki öğrenmeleri engeller. Cinselliğin doğuştan getirilen içgüdüsel ve fizyolojik tarafları tabi ki vardır. Ancak cinselliğin davranışsal kısmı öğrenmeyle ilişkilidir. Cinsel yaşam yönelik edinilen yeni bilgiler hazzı artırır. Cinsel bilgi ve beceri düzeyinin artması –ki ülkemizde oldukça düşük- cinsellikle ilgili algıyı değiştirir ve cinselliği daha özgür yaşamasını sağlar.
“İlk cinsel ilişkide kan gelmeze kız bakire değildir.” Bunun için öldürülen kadınlar olduğunu düşünürsek en tehlikeli mitlerden biri budur. Bu cinsel bilgi eksikliğine dayanan yanlış bir inançtır. Kızlık zarı bazı kadınlarda son derece esnek bir yapıya sahip olup birçok defa ilişkiye girilse de kanama olmayabilir. Yapılan çalışmalar %30 oranında kadınların esnek kızlık zarı yapısına sahip olduğunu gösteriyor. Bazı kızlık zarlarının da esnek olmamasına rağmen dokularında damar olmaması nedeniyle kanamanın olmaması görülmektedir. Bunların hepsi yaşanabilir ve doğal durumlardır.
Bunlar cinsellikle ilgili yaygın olan onlarca yanlış düşünce ve inançtan sadece birkaç tanesidir. Bu yanlış inançlar sadece cinsel işlev bozukluklarına yol açmıyor bazen de insanların özellikle de kadınların hayatına mal olabiliyor ne yazık ki… Cinsellik hakkındaki ilk bilgilerin ailede öğrenildiğini düşünürsek çocuklara bu konuda verilecek doğru bilgi ve eğitimin önemi daha çok ortaya çıkıyor.
Uzm. Psk. Evin GÜLDOĞAN