Cinsel işlev bozukluğunun üzücü nedeni
Uz. Dr. Taner Canatar, Türkiye’de kadınlarımızın yarısının fiziksel şiddete maruz kaldığını, yüzde 80’inde de cinsel işlev bozukluğu görüldüğünü söyledi.
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Adana Şube Başkanı, Aile, Evlilik ve Cinsel Terapist Uz. Dr. Taner Canatar, Türkiye’de kadınlarımızın yarısının fiziksel şiddete maruz kaldığını, yüzde 80’inde de cinsel işlev bozukluğu görüldüğünü söyledi.
Dr. Canatar, kadınlara yönelik fiziksel şiddetin sadece beden ve
ruh sağlığında değil aynı zamanda cinsel yaşamlarında da derin
yaralar açtığını belirtti. Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşamın
kadınların da hakkı olduğunu savunan Dr. Canatar, ülkemizde
kadınlarımızın çoğunun çocukluk yaşlarından itibaren, cinselliğin
çok büyük bir ayıp, yasak ve günah kabul edildiği bir aile ve
toplumsal ortamda büyüdüğünü söyledi.
''Canı da yüreği de acıyor''
Toplumsal ve ahlaki baskılar yüzünden cinsel dürtüler konusunda aşırı koruyucu ve kollayıcı olunması nedeniyle ülkemizde kadınlarımızın yaklaşık yüzde 80’inde cinsel işlev bozukluğu görüldüğüne dikkat çeken Dr. Canatar, şiddetin de kadını cinsel isteksizliğe sürüklediğini belirterek şunları söyledi:
“Eşinden veya partnerinden kötü muamele, fiziksel şiddet gören, ilişkisinin cinsellik dışındaki alanlarında paylaşım hissetmeyen, cinsel ve duygusal ilişki ile ilgili beklentileri karşılanmayan kadınlarda, cinsel isteksizliğe, cinsel tiksinti bozukluğuna, ağrılı cinsel ilişki olarak tanımlanan orgazm olamamaya ve cinsel uyarılma bozukluklarına sıkça rastlanmaktadır.
Şiddet uygulanan kadın, psikolojik olarak hasar görür, kendine olan güveni sarsılır ve özgüvenini kaybeder. Bu nedenle cinsel uyarılma yaşayamayan kadın cinselliği haz almadan yaşar, ağrı duyar, yeterince uyarılamaz ve orgazm olamaz.
Cinselliği istedikleri bir şey olarak değil, ‘kadınlık görevi’ olarak algılayan ve fiziksel şiddet gördükleri halde evliliklerini devam ettirmek için kendilerini eşleriyle cinsel ilişki kurmak zorunda hisseden kadınların mutlu ve sağlıklı bir cinsellik yaşamaları mümkün değildir.”
''Cezelar arttırılmalı''
Cinsel Sağlık Enstitüsü’nün son 3 yıldır yaptığı saha araştırmaları ve anket çalışmaları sonucunda kadınlarımızın yarısının fiziksel şiddete maruz kaldığını da tespit ettiklerini ifade eden Dr. Canatar, “Sebebi her ne olursa olsun kadına şiddet son bulmalı, anaokulundan itibaren cinsel eğitim verilmeli, evlenmeden önce anne-baba ve eş eğitimleri zorunlu hale getirilmeli. Kadına yönelik şiddet konusundaki cezai yaptırımlar artırılmalı ve sosyo-kültürel çalışmalara ağırlık verilmelidir” dedi.