9 cinsel soruna hipnozlu çözüm

Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, cinsel sorunlarına tatmin edici bir çözüm bulamayanlara hipnozu öneriyor. Alanında uzman, çok iyi cinsel terapistlerin bile cinsel bozuklukların tedavisinde oldukça zorlandığını, geleneksel yaklaşımların, birçok vakada ya başarısız ya da kısmen başarılı olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, cinsel problemlerin tedavisinde 1940’lı yılların başından itibaren kullanılan hipnozu denemenizi tavsiye ediyor.

Aynı zamanda hipnoz uzmanı olan Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, hipnozla düzeltilebilen cinsel işlev bozuklukları ve performans artırıcı yöntemler hakkında önemli bilgiler verdi:

ORGAZM OLAMAMA: Fizyolojik bir sebep olmaksızın, kadınların hiç orgazm olamama (anorgazmi) ya da zayıf orgazm olma durumunu ifade eder. Bu problemin sebebi de, neden olduğu sorusunun cevapları da kadınların kendi zihinlerinin içindedir.

Bilinçaltında, orgazm olmaya karşı kadının farkında olmadığı bir direnç söz konusudur. Bu direnç, hipnoz kullanılarak çözülmeli ve tamamen dışarı salınmalıdır. Zihinde canlandırma, danışanı cinsel performansıyla ilgili kaygılanmaktan alıkoyacaktır.

CİNSEL UYARILMA BOZUKLUĞU: İlişki sırasında ağrıya sebep olacak şekilde kadın genital organın ilişkiye fiziksel olarak hazır olmamasına işaret eder.

Bu cinsel işlev bozukluğunun kökeninde suçluluk, düşmanlık ve kaygı gibi duygular vardır. Gevşeme teknikleri, zihinde canlandırmalar ve olumlu telkinler aracılığıyla cinsellikle ilgili haz verici duygu ve düşüncelere konsantre olunur.

VAJİNUSMUS: Kadınlarda görülen bu rahatsızlık pelvik kasların spazm geçirdiği istemsiz bir refleks hareketidir. Bu spazm hali cinsel birleşmeye izin vermez.

Vajinusmusun sebepleri komplike olmakla birlikte, hem zihinsel hem de fiziksel sebepler söz konusudur:

İlk cinsel ilişkinin çok ağrıya sebep olacağı yönündeki hikâyeler kadınlar arasında çok büyük korkuya sebep olabilir.

Bazı kadınlar geçmişte cinsellikten hoşlanmış olabilirler, fakat geçirdikleri bir hastalık nedeniyle, bu bir ameliyat ya da enfeksiyon olabilir, cinselliğin artık ağrılı olacağına dair korkuya kapılmış olabilirler.

Bazı ebeveynler geçmişte kızlarına cinselliğin kötü ve utanılacak bir şey olduğu telkininde bulunmuştur. Bu nedenle, bu kadınlar, yanlış bir şey yaptıklarını düşündükleri için cinsel ilişki anında rahat olamazlar.

CİNSEL TACİZ VE TECAVÜZE UĞRAMIŞ KADINLAR: Yaşadıkları acının anıları, kendi kontrollerini kaybetmiş olmanın verdiği huzursuzluk ve daha kırılgan olmaları nedeniyle, cinsellikle ilgili çok büyük korkulara sahip olabilirler.

Öncelikle, danışanlara nasıl esneyecekleri ve kaslarını nasıl gevşetecekleri öğretilmelidir ki, rahatlamış olmanın ne demek olduğunu, insanı nasıl hissettirdiğini bilsinler.

Sonrasında, telkin terapisi ile kişiye geçmişte yaşadığı travmalarını atlatabilmek ve kişiyi tamamen rahat ve sakin olmaya koşullandırabilmek için hipnoanaliz kullanılır.

Gittikçe artan bir gevşeme ve zihinde canlandırma ile danışan cinsel ilişki korkusunun üstesinden gelmeyi başaracaktır. Zihinde canlandırma ve telkin terapisi danışanın daha rahatlamış ve gevşemiş, sakin ve kendinden emin olmasına yardımcı olacaktır.

CİNSELLİKTEN KAÇINMA: Cinsel ilişki korkusu ya da fobisidir. Hipnoanaliz, kişinin neden cinsellikten kaçındığının arkada yatan sebebini ortaya çıkarır. Hipnoanalizin ardından kişiye telkin terapisi uygulanır.

İKTİDARSIZLIK: Cinsel uyaran karşısında, erkeğin ereksiyon olamama durumudur. Erektil bozukluk (iktidarsızlık), erkek cinsel organına, ereksiyon için gerekli olan kan akışının yeterince olmamasından kaynaklanır.

Bu, kalp ve damar sağlığıyla ilgili bir sorundan kaynaklanabileceği gibi, yüksel kolesterol, diyabet ya da antidepresan ilaç kullanımından kaynaklı da olabilir. Erektil bozukluk kişide aşırı derecede kaygıya sebep olur.

Kişi kaygılı olduğunda ise, cinsel organındaki damarlarda daralma olur, o bölgeye kan akışının azalması da ereksiyonu baskılar. Hipnoz, bu tip vakaların tedavisinde de kullanılır.

ERKEN BOŞALMA: Cinsel ilişki anında erkeğin ne zaman boşalacağını kontrol edememesi durumudur. Erken boşalma vakalarının en büyük sebebi kaygıdır ve bu vakaların yüzde 98’inde fizyolojik bir neden yoktur.

Bir erkek, ne zaman boşalacağını kontrol edemediği her seferde, problem gittikçe kötüleşir ve sonuçta kendisini başarısız olmaya koşullandırmış olur. 

Çeşitli suni yöntemlerde de kontrol hala kişinin kendisinde değildir. Hipnotik telkin ve zihinde canlandırma ile bir erkek, cinsel ilişki anında kontrolü eline alabilir.

SEKS VE MASTÜRBASYON BAĞIMLILIĞI: Kişinin hayatında sıkıntı ve endişeye sebep olacak şekilde aşırı şekilde cinsel istek duymasıdır. Genelde bu tür bir bağımlılığın temelinde, kişinin çocukluk yıllarında maruz kaldığı bir taciz olayı vardır.

Bu rahatsızlığın tedavisinde de hipnoterapi işe yarar. Hipnoterapi ile kişi eskiden o acı ya da travmayı yaşadığı ana geri döndürülür. Kişi, yerine cinselliği koyup bastırageldiği duyguları açığa çıkarır ve böylece tedavi süreci hızlanır.

KETLENMİŞ CİNSEL İSTEK: Daha çok partnerler arasındaki iletişim ve yakınlık kuramama sorunları, travmatik cinsel tecrübeler, negatif ebeveyn modelleri, engellemeler, utanma ve vücudunu çirkin bulma gibi sebeplerle ilişkilidir.

Bu rahatsızlığın tedavisinde, zihinde canlandırma ve telkin terapisine ek olarak, hipnoanaliz geçmişteki tecrübeleri açığa çıkarmak ve çözmek için kullanılır.

HİPNOZ VE GELENEKSEL CİNSEL TERAPİ KARŞILAŞTIRMASI

Geleneksel cinsel terapide, her iki partnerin de terapi sürecine katılımı bir zorunluluktur. Hipnozda ise, partnerlerden biri sürece dahil olmadan da, diğer partnerin tedavisi mümkündür.

Hipnoz, altta yatan çelişkileri, geçmişteki olaylarla ilgili karışık duyguları ve kişinin bilinçli olarak farkında olmadığı fakat soruna katkıda bulunan diğer faktörleri hızlıca tanımlamak için kişiye belli teknikler sunar.

Geleneksel terapiye alınan bir kişi hayatında hiç taciz vakası yaşamadığını düşünürken, hipnozla aynı kişi aslında böyle tecrübelere maruz kaldığının farkına varabilir.

Tabi ki hipnoterapiye başlamadan önce, kişide cinsel bozukluğa sebep olan fizyolojik bir sebep var mı bu her zaman incelenmeli, ve böyle bir bozukluk olmadığından emin olunduktan sonra tedaviye başlanmalıdır.