Deniz suyunun faydaları tahmin ettiğinizden çok daha fazla!
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Cihantimur, deniz ve deniz suyunun faydalarını ayrıca cildimize ek olarak yaz mevsiminde neler yapmamız gerektiğini anlattı.
Henüz anne karnında bir su haznesinin içinde gelişim gösterdiğimizi düşünürsek, biyolojik olarak, suya alışkın ve su sesini seven bir yapımız var” ifadesinde bulunan Op. Dr. Bülent Cihantimur sözlerine şu şekilde devam etti: “Beyin dalgalarımız, su sesini işitince, kalp ritmi üzerinde sakinleştirici bir etki yaratır, bedenimiz, bu şekilde daha fazla oksijen talep eder ve derin nefes alma ihtiyacı hissederiz. Deniz kenarındaki iyotlu hava ise, zihnin ve bedenin aynı doğrultuda gençleşmesine fayda sağlıyor”.
Negatif İyonlar Mutlu
olmamızı sağlıyor
“Deniz kenarında son derece kaliteli bir uyku süreci yaşamamızın altında da yine bu denizhavası yatıyor. Oksijeni absorbe etmemizi hızlandıran negatif iyonlarla yüklü deniz havası, serotonin salgılanmasına yani, strese karşı savaşarak, mutlu olmamızı sağlar. Beden enerjiyle dolar. Ayrıca kronik deri hastalıkları üzerinde de güneş ışığıyla birlikte iyileştirici bir etkiye sahiptir. ” diyen Cihantimur, deniz havasının güneşle birleştiği noktada ise, cilt üzerinde son derece etkili bir tedavi süreci başlattığının altını çiziyor.
Deniz suyunun şifalı içeriği
“Araştırmalar gösteriyor ki deniz suyunun içerisinde 90’a yakın faydalı hatta şifalı diyebileceğimiz madde mevcut. Bunların içinde en önemlisi potasyum klorürdür. Potasyum klorür, cildin elastikiyet derecesini artırır ve cilt dış yüzeyini pürüzsüz, canlı ve genç hale getirir. Bu yüzden, uygun saatlerde ve güneşin zararlı etkilerini dışlayan kremlerle desteklenmiş güneş ve deniz banyosu, cilt için son derece faydalıdır” diyen Op. Dr. Bülent Cihantimur, yaz mevsimi boyunca olabildiğince deniz suyundan ve güneşten istifade etmenin hem fiziksel, hem de psikolojik olarak bedene olumlu geri dönüşler yapacağını vurguladı. Ayrıca sabah akşam cildin mutlaka Örümcek Ağı kremi gibi, içinde kök hücre ve peptit gibi aktifler barındıran yaşlanma karşıtı ürünlerle desteklenmesi gerektiğini de söyledi.