Çalışan anneler, bunlara dikkat edin!
Aynı anda pekçok role sahip olma zorluğunun üstesinden gelebilmeleri için çalışan annelere çok önemli ipuçları veren Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi Klinik Psikoloğu Aslı Kızıltoprak Tuna, çalışan anneleri uyarıyor.
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü, çalışan annelerin iş yaşamı ve annelik rolü arasında sıkışıp kalmamaları için hayatlarını kolaylaştıracak çözüm önerileri sunuyor.
Günümüzde kadınların, aile bütçelerine katkıda bulunmak,
ekonomik özgürlüklerini kazanmak, kariyer yapmak, yeni bir çevre
edinmek, eşinin yanında kendini daha iyi bir konumda hissetmek,
eğitim aldığı bir alanda meslek sahibi olmak gibi pekçok nedenle iş
hayatında aktif rol aldıklarını görüyoruz.
"İyi bir iş kadını, anne, eş ve evlat olmaya çalışmak gibi aynı
anda pek çok rolü mükemmel yapmak zorunluluğunda hissetmek, içinde
bulunulan şartları ve sınırları zorlamak çalışan kadını zamanla
yıpratmaya başlar ve beraberinde pek çok sorunu getirir. Bu
rollerin belki de önemlisi ve çalışan kadını en çok zorlayacak
olanı 'annelik' rolüdür. Çalışma hayatının hem anne hem de çocuğu
üzerinde olumlu ve/veya olumsuz etkileri olacaktır.
'İyi bir anne ve eş olmak
zorundayım'
Çalışan kadının karşılaşabileceği sorunlar anne olmaya karar
vermesi ile başlayabilir. Çalışma hayatı ve çocuk sahibi olmak
arasında bir seçim yapmak zorunluluğunda hisseder. Eğer kariyerine
devam etmeyi seçerse, annelik hissinden mahrum kalacağını düşünür
ve çevrenin özellikle de aile büyüklerinin baskısı ile bu süreç
daha zorlayıcı ve yıpratıcı olabilir. Eğer anne olmaya karar
verirse, bunca yıl aldığı eğitim ve edindiği birikimlerin boşa
gideceğini düşünerek kendini değersiz hissetmeye başlayabilir. Bir
diğer seçenek ise anne olduktan kısa bir süre sonra kariyerine geri
dönerek hem iş kadını hem annelik rollerini bir arada sürdürmeye
çalışmaktır. Çalışma yaşamını da bırakmak istemeyen bu kadınlar,
annelik yaşını olabildiğince ileri çekmek ve çocuk sayısını sınırlı
tutmak isterler."
Çocuğuma kim
bakacak?
"Çalışmaya başlayan annenin ilk karşılaşacağı sorunlardan biri,
bebeğine ya da çocuklarına kimin, nasıl bakacağıdır. Bu çalışan
annenin yaşayabileceği ilk kaygıdır. Anne ve bebek arasında
sağlıklı bir ilişkinin, güvenli bir bağın oluşabilmesi için ilk
birkaç ay annenin bebeği ile birlikte olması, onu emzirmesi,
aralarında fiziksel temasın olması bebeğin duygusal, fiziksel ve
zihinsel gelişimi açısından çok önemlidir. Bir süre sonra iş
hayatına geri dönen annenin bebeğini bırakmak için aklına
gelebilecek en güvenilir kişiler anneanne ve babaannelerdir. Burada
önemli olan, bebeğe bakacak olan kişinin, mümkünse çocuk yuvaya
başlayana dek (3 yaşlarına kadar) değişmemesidir. Özellikle ilk
1-1,5 yıl bakımı üstlenen kişinin sürekliliği ve bakılan mekanın
sabit olması (mümkünse kendi evi) çocuğun kişiliğinde güven
duygusunun oluşması açısından çok önemlidir. Çocuğun bakımını
üstlenebilecek bir diğer kişi ise güvenilir, iyi referansı olan bir
bakıcıdır."
Suçluluk
duygusu...
"Çalışan annelerin sıklıkla karşılaştığı bir diğer sorun ise
suçluluk duygusudur. Anne her ne kadar elinden geldiğince çocuğu
ile ilgilenmeye, ona vakit ayırmaya çalışsa da, çocuğunu evde bir
bakıcı ya da bir aile büyüğü ile bırakmak zorunda kalan, tüm bakımı
ile ilgilenemeyen, ona yemek yapamayan bir anne, kendini yetersiz
hissetmeye başlayacaktır. Bu yetersizlik hissi beraberinde
"suçluluk duygusunu" da getirecektir ki bu duygu ile anneler her
akşam eve ellerinde bir oyuncakla gelmeleri muhtemeldir. Vicdanını
rahatlatmak, kendini daha iyi hissetmek ve suçluluk duygusunu az da
olsa azaltabilmek için sürekli hediye almak zamanla anne için de
çocuk için de bir rutine dönüşecektir."
Her şey mükemmel olmalı
inanışından vazgeçin!
"Yetersizlik hissi 'Ben yeterince iyi bir anne değilim'
düşüncesinden kaynaklanmaktadır. 'İyi anne' olmayı, ev işleriyle
uğraşıp çocuğu ile evde ilgilenmek olarak gören anneler yanlış bir
algıya düşmektedir. Çünkü şayet çalışan anne, çocuğuna dengeli ve
yeterli bir şekilde ilgi, sevgi ve bakımı gösteriyor ise çocuk
sağlıklı bir duygusal ve sosyal gelişim göstermektedir. Yapılan
çalışmalar göstermiştir ki bu annelerin çocukları bağımsız,
sorumluluk sahibi, başarılı ve güvenli bireyler olarak
yetişmektedir.